01. Araştırma Çıktıları | WoS | Scopus | TR-Dizin | PubMed
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.11779/255
Browse
Browsing 01. Araştırma Çıktıları | WoS | Scopus | TR-Dizin | PubMed by Type "Project"
Now showing 1 - 11 of 11
- Results Per Page
- Sort Options
Research Project Bilinçli-farkındalık (mindfulness) Temelli Psiko-eğitim Programının Öğrencilerin Matematik Kaygısı, Tutumları ve Öz Yeterlikleri Üzerindeki Etkisi(TÜBİTAK, 2017) Aydın, Utkun; Aydın, Utkun; Atalay, Zümra; Taylan, Rukiye Didem; Bulgan, Gökçe; Bulgan, Gökçe; Özgülük, S. Burcu; Bulgan, Gökçe; Özgülük, S. Burcu; 04.02. Department of Psychology; 06.02. Department of Mathematics and Science Education; 06.01. Department of Guidance and Psychological Counseling; 04. Faculty of Economics, Administrative and Social Sciences; 01. MEF University; 06. Faculty of EducationBu çalışmanın amacı ortaokul öğrencilerinin matematik kaygılarını azaltmak, özyeterliklerini artırmak ve matematik dersine karşı olan tutumlarını olumlu yönde geliştirmek amacıyla hazırlanmış olan bilinçli-farkındalık temelli psiko-eğitim programının etkililiğini test etmektir. Araştırmanın katılımcıları 11-13 yaş aralığındaki beşinci, altıncı ve yedinci sınıf öğrencilerinden oluşmuştur. Araştırma 3 basamakta gerçekleştirilmiştir. Çalışma 1, Bilinçli Farkındalık-Temelli Özyeterlik Ölçeği-Yenilenmiş (BFTÖÖ- Y) versiyonunun Türkçe’ye adapte edilmesi ile ölçeğin, öğrencilerin bilinçli-farkındalık temelli öz-yeterlik düzeylerini belirlemede geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğunu göstermektedir. Çalışma 2’de ise, değişkenler arası teorik ilişkiler araştırılmıştır. Bilinçli-Farkındalık Ölçeği, Matematik Tutum Ölçeği, Matematik Kaygısı Ölçeği, Kısa Semptom Envanteri Kaygı Altölçeği ve BFTÖÖ- Y kullanılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, bilinçli-farkındalık düzeyi arttıkça kaygı ve matematik kaygı düzeyi azalmakta; bilinçli-farkındalık temelli özyeterlik düzeyi artmakta ve matematiğe yönelik tutumlar olumlu yönde gelişmektedir. Bilinçli-farkındalık temelli özyeterlik arttıkça, matematik tutumu olumlu yönde gelişmekte; matematik kaygı düzeyi azalmaktadır. Matematik kaygısı arttıkça, matematik tutumu olumsuz yönde gelişmekte, genel kaygı düzeyindeki artış matematik kaygısını arttırmaktadır. Kaygı düzeyi arttıkça matematik tutumu olumlu yönde gelişmektedir. Çalışma 3 kapsamında ise bilinçli farkındalık temelli psiko- eğitim programı öğrencilerinin matematik kaygısı, matematik tutumları ve özyeterlikleri üzerindeki etkisi test edilmiştir. Yapılan ön test- son test karşılaştırmaları sonucunda, deney grubunun bilinçli farkındalık düzeylerinin arttığı bilinçli farkındalık-temelli özyeterlik düzeylerinin ise hafif düzeyde arttığı tespit edilmiştir. Son test puanları açısından değerlendirildiğinde, deney grubunun matematik kaygı düzeyinin azaldığı, matematiğe yönelik olumlu tutum düzeylerinin arttığı, kontrol ve plasebo gruplarının ise matematik kaygı düzeylerinde çarpıcı bir değişim olmazken matematiğe yönelik olumlu tutum düzeylerinin arttığı tespit edilmiştir. Bu bulgular sonuç raporunda ilgili alan yazını ile ilişkilendirilerek tartışılmış ve uygulama açısından programın etkililiği değerlendirilmiş, gelecek çalışmalar için önerilerde bulunulmuştur.Research Project Çevrimde Imza Doğrulama için Fpga Üzerinde Gerçek Zamanlı Sistem Tasarımı(2020) Ayhan, Tuba; Orak, Remzi; 02.05. Department of Electrical and Electronics Engineering; 02. Faculty of Engineering; 01. MEF UniversityBu proje kapsamında, çevrimde imza doğrulama sistemi gerçeklenmiştir. Sistem dokunmatik ekran üzerinden imza (paraf ya da el yazısı bir karakter) alıp, belleğindeki imza öznitelikleri ile karşılaştırarak imzanın iddia edilen kişiye ait olup olmadığını göstermektedir. Orjinal imza resimleri bellekte tutulmadığından sistem imza hırsızlığına karşı bir miktar dayanıklıdır. Sistem dokunmatik ekran, Zynq-7000 geliştirme kartı ve dokunmatik ekran kaleminden oluşur. İmza atıldıktan 0.13 s sonra doğrulama sonucu ekranda verilir. Kullanım rahatlığı açısından atılan imzanın resmi ekranda da gösterilmektedir. Sistemin test ortamında sınıflama başarımı yetenekli taklitçi için %60 dolayında kalsa da sıradan taklitçi için %100?ü bulmaktadır. Proje kapsamında oluşturulup araştırmacılara açılan veri kümesinde tasniflenmiş 500 imza bulunmaktadır. Projenin tüm kaynak kodları github üzerinden açılmıştır. Proje ile ilgili bilgiler, kodlar, veri kümesi ve kısa video da proje sayfası (https://sites.google.com/mef.edu.tr/imza) üzerinde yayındadır.Research Project Çok Düşük Enerji Tüketen Taşınabilir Kullanıma Uygun Yapay Sinir Ağlarının Donanım Gerçeklemeleri(2023) Kumbasar, Tufan; Altun, Mustafa; Ayhan, Tuba; 02.05. Department of Electrical and Electronics Engineering; 02. Faculty of Engineering; 01. MEF UniversityYapay sinir ağları (artificial neural networks, ANN) ile ilgili literatürde yer alan araştırmalar ve bunların endüstriyel uygulamaları son yıllarda hızlı bir şekilde artmaktadır. Buradaki temel motivasyon, geleneksel yöntemler ile yüksek doğruluklu olarak çözülmesi zor problemlerin ANN?ler ile çözülebilmesidir. Diğer taraftan, ANN?lerin kullanımı geleneksel yöntemlere göre, başta enerji olmak üzere, çok daha fazla donanımsal kaynak gerektirmektedir. Örnek vermek gerekirse, 16×16 boyutunda 256 adet piksel içeren oldukça küçük bir görüntünün her bir pikselinin ve ANN ağırlıklarının 8-bitlik girişler ile temsil edildiğini varsayalım. Bu durumda, tek bir yapay nöron, 256 adet 8-bitlik çarpma işlemi, bu çarpım sonuçlarının toplanması için minimum 16-bitlik 255 adet toplama işlemi ve bu toplam sonucunun normalize edilmesi için bir aktivasyon fonksiyonu gerektirir. Görece küçük büyüklükteki bir ANN?de bu nöronlardan yüzlerce olduğu düşünülürse, bu kadar ağırlığın bellekte tutulmasının ve yapılacak aritmetik işlemlerin, özellikle enerji tüketimi açısından, oldukça maliyetli olacağı açıktır. Bu durum ANN?lerin taşınabilir cihazlarda kullanılabilmelerini fazlasıyla kısıtlamaktadır ve bu çalışmanın temel motivasyonlarından biridir. Önerilen çalışmada, çok düşük enerji tüketen ANN?ler önerilen yeni sayı hibrit gösterimi kullanılarak tasarlanmıştır, donanım optimizasyonları yapılmıştır ve nesne takibi uygulamalarında kullanılmıştır. Yapılan çalışmalar aşağıdaki üç ana başlıkta değerlendirilebilir. Bu üç ana başlık çalışmanın desteklediği 119E507 Nolu TÜBİTAK projesinde üç iş paketi olarak yer almaktadır. ? ANN enerji tasarrufu için yeni sayı gösterimlerinin sunulması ve devre bloklarının tasarımının yapılması. ? Enerji odaklı ANN donanım tasarımları ve optimizasyonunun yapılması. ? Nesne takibi yapan ANN tasarımlarının özel tümleşik devreler (application specific integration circuits, ASIC) ve alanda programlanabilir kapı dizileri (field programmable gate arrays, FPGA) tasarım platformlarında gerçeklenmesi.Research Project Diyalog Geliştirme için Bağlaşımlı Tensör Ayrıştırma Yöntemleri(TÜBİTAK, 2021) Şimşek, Serap Kırbız; Cemgil, Ali Taylan; Liutkus, Antoine; 01. MEF University; 02.02. Department of Computer Engineering; 02. Faculty of EngineeringAyrıştırma tabanlı ses modelleme yöntemleri, hesaplama gücünün artmasıyla ve istatistiksel modelleme yöntemlerinin gelişmesiyle birlikte yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemler, ses kodlama, müziksel bilgi çıkarımı, müziğin notaya dökülmesi, içerik analizi, kaynak ayrıştırma, ses onarımı ve gürbüz konuşmacı tanımanın da aralarında bulunduğu birçok alanda kullanılmaktadır. Bizim bu projede temel amacımız, birden fazla kaynak içeren ses kayıtlarındaki konuşma işaretlerini güçlendirmek için kaynak ayrıştırma algoritmalarından faydalanarak bir yöntem geliştirmektir. Diyalog ve ortamdaki diğer sesler arasındaki doğru dengeyi bulmak ses mühendisleri için önemli bir problem olup, dinleyici şikayetlerinin de gittikçe artan bir sebebini oluşturmaktadır. Dinleyiciler, kendi kişisel tercihlerine, dinleme ortamlarına ve duymalarına uygun olarak diyalog ve çevresel sesler arasındaki ses dengesini kendileri ayarlamak istemektedirler. Bu projedeki temel amaçlar ve aşamalar aşağıdaki gibidir: i) Durağan olmayan çok boyutlu zaman serilerinde, matris ve tensör ayrıştırma modellerini kullanarak diyalog içeren ses kayıtlarından diyalogların ayrıştırılması ve bunun daha sonra kayıtta bulunan diğer seslerle farklı oranlarda yeniden birleştirilmesiyle, kullanıcının ihtiyaçlarına ya da zevkine dayalı bir kayıt dinlemesini sağlama ii) Televizyon programları gibi akan veri üzerinde de çalışabilmek üzere, önerilen yöntemin gerçek zamanda çalışması. Bu bağlamda, veri geldikçe gerçek zamanlı olarak işlenecektir. iii) Geliştirilen yöntemlerin etkinliğinin gerçek uygulamalarda kullanımı. Projenin çıktıları olan modelleme, çıkarım ve model seçimi yöntemleri; işaret işleme, yapay öğrenme ve istatistik alanlarında temel metodolojik katkılar yapmaktatır. Bunun dışında çıktılar, bilgi madenciliği, biyoinformatik, sistem biyolojisi, yer bilimleri, karmaşık sistemler, algılayıcı ağları, finans veya akustik konularındaki büyük veri öbeklerinin incelendiği çalışmaları destekleyecektir. Bu bağlamda, MEF Üniversitesi bünyesinde yerli ve uluslararası alanda süren işbirliklerinin sürdürülmesi ve geliştirilmesi de planlanmaktadır.Research Project İmece-depo: İşbirlikçi Hücresel Ağlarda Veri Önbellekleme için Cihazdan Cihaza Iletişim ile Dağıtık Depolama, Optimale Yakın Kodlama ve Protokol Tasarımı.(2023) Haytaoğlu, Elif; Pourmandı, Massoud; Kaya, Erdi; Arslan, Şefik Şuayb; 02.02. Department of Computer Engineering; 02. Faculty of Engineering; 01. MEF UniversityHücresel ağlarda popüler dosyaların cihazlarda önbelleklenmesi ile, cihazlar arası etkileşim baz istasyonu (Bİ) üzerine düşen iletişim yükünü oldukça azaltmaktadır. Dağıtık veri önbellekleme işlemi popüler bir dosyanın parçalarının kodlanmamış orijinal haliyle ya da herhangi bir silinti kodu kullanılarak kodlanmış halinin mobil cihazlar içerisinde dağıtık bir şekilde depolanması yardımıyla gerçekleştirilir. Dosyanın herhangi bir parçası, komşu mobil cihazlardan ya da mümkün değilse, doğrudan Bİ?lerden, yüksek bir iletişim maliyeti pahasına indirilebilir. Bir hücresel ağda, rastgele zamanlarda bazı düğümlerin hücreye katıldığı ve bazılarının ayrıldığı göz önüne alındığında, performans için Bİ ile iletişimin minimum düzeyde olmasını sağlayacak akıllı veri onarım yöntemlerine ihtiyaç duyulacaktır. Tek bir veya birden fazla Bİ?nin sisteme katılımı, önceki onarım paradigmalarına, özellikle de işbirlikçi düğüm onarım süreçlerine farklı bir boyut eklemektedir. Bunun nedeni, çalışma protokolü kurallarının yanı sıra iletişim kısıtlamalarının da değişmesidir. Literatür, bu durum için temel bant genişliği/depolama ödünleşim uzayını inceleyen bir çalışma içermemektedir. Yeni hücre mimarileri buna göre, yeni silinti kod yapılarını, verimli protokol tasarımlarını, veri erişim gecikmesi, gerçekçi kuyruk modelleri ve gerçekçi benzetim platformları dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere farklı tasarım değerlendirmelerini gerektirmektedir. Bu projede ilk olarak, daha önceki hiçbir çalışmada düşünülmemiş işbirliği yapan Bİ?lerin cihaz ayrılışlarında yaşanan kayıp verinin onarımı için bant genişliği ve depolama kapasitesinin iyileştirilmiş teorik sınırlarının veri akış diyagramları kullanılarak elde edilmesi amaçlanmıştır. Bununla beraber, bant genişliği ve depolama alanını en iyi kullanan kod yapılarından esinlenerek, veri önbellekleme işlemini optimale yakın bir maliyetle gerçekleştirecek tamamen özgün çizge tabanlı kod yapıları ve bu yeni kodlar için daha önce düğüm onarım problemine uygulanmamış genetik algoritma, optimize edilmiş artık veri dağıtımı gibi yeni yaklaşımlar kullanılarak önceden düşünülmemiş düğüm onarım algoritmaları önerilecektir. Ayrıca, düğümlerin hücreye katılma ve ayrılma süreçleri için, bant genişliği ve veri depolaması gereksinimlerini en aza indirmeye yardımcı olacak enerji tüketimi odaklı son derece özgün protokoller önerilecektir. Bu protokoller, düğümlerin bir hücreden diğerine geçiş yapabileceği ve hücre içi kaynakların etkin kullanılmasına yardımcı olmak için Bİ?lerin işbirliği yapmasını sağlayan geçiş senaryoları ile güçlendirilecektir. Bu durum, iki onarım işlemi arasındaki sürenin ayarlanması, veri erişim maliyetlerinin azaltılması, hücreye katılan düğüm içeriğinin kullanımı, artık veri kullanımı v.s. gibi yenilikleri içerecektir. Son olarak, önerilen kod yapıları ve protokol mimarisinin performansını analitik olarak türetmek için bilinen çeşitli ve daha gerçekçi kuyruklama modelleri değerlendirilecektir. Analitik sonuçlarımızı doğrulamak için daha sonra hücresel ağ tabanlı büyük ölçekli benzetimler yapılıp sayısal yöntemler ile toplam iletişim ve dosya onarım işlemlerinin maliyet hesaplamaları ve karşılaştırmaları yapılacaktır. MEF Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Şuayb Arslan?ın yürütücüsü olduğu ve 36 ay sürecek projede, Pamukkale üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Dr. Elif Haytaoğlu araştırmacı olarak görev alacaktır. Projede, iki doktora, iki yüksek lisans ve son iki senemizde iki lisans öğrencisi bursiyer olarak görev alacaktır.Research Project İnsan-robot Dokunsal (haptik) Etkileşimi için Makine Öğrenme Tabanlı Admitans Kontrolü(2021) Başdoğan, Çağatay; Patoğlu, Volkan; Niaz, Pouya Pourakbarian; Aydın, Yusuf; Necipoğlu, Serkan; Şirintuna, Doğanay; Çaldıran, Ozan; 02.05. Department of Electrical and Electronics Engineering; 02. Faculty of Engineering; 01. MEF UniversityYakın gelecekte, fabrika, ev, hastane gibi farklı ortamlarda, insanlar ve robotların birlikte çalışarak, fiziksel etkileşim gerektiren görevleri ortaklaşa yerine getirebilmeleri beklenmektedir. Fiziksel insan-robot etkileşimi konusundaki önemli araştırma konularından birisi, ortaklar arasında doğal bir iletişimin kurulmasıdır. İnsan-robot etkileşimi konusunda hali hazırda çeşitli sayıda çalışmalar bulunmasına rağmen, ortaklar arasındaki fiziksel etkileşimi, bilhassa dokunsal (haptik) tabanlı iletişimi inceleyen çalışmalar sınırlı sayıdadır ve bu tip sistemlerdeki etkileşim hala doğal insan-insan etkileşimine kıyaslandığında yapay kalmaktadır. Bu projede, insanla beraber ortak görevler yapabilecek işbirlikçi bir robot için kesir dereceli ve uyarlamalı (adaptif) bir admitans kontrolcü geliştirildi. Bilgimiz dahilinde kesir dereceli bir admitans kontrolcü insan-robot fiziksel etkileşimi için daha önce kullanılmamıştır. Kesir dereceli kontrolcülerin en önemli özelliği, tamsayı olmayan türev ve integralin kullanılabilmesidir ki bu da bize birleşik sistemin (insan-robot) dinamiğinin modellenmesinde ve denetlenmesinde, tam sayılı bir kontrolcüye göre, esneklik sağlamıştır. Ayrıca, kesir dereceli bir admitans kontrolcünün makine öğrenmesi algoritmaları vasıtasıyla uyarlanabilir şekilde kullanıldığına dair bir örnek literatürde mevcut değildir. Makine öğrenmesi algoritmaları, bizim görev sırasında insanın niyetini anlamamızı ve buna göre görev performansını optimize edecek şekilde kontrolcü parametrelerini seçmemizi sağladı. Projede geliştirilen yöntemlerin etkinliğini sınamak için laboratuvar ortamında, insan ve robot arasında fiziksel etkileşim gerektiren kontrollü deneyler 12 adet denekle yapıldı. Bu deneylerde, denekler, robot koluna bağlanmış bir matkap aracılığıyla dik ve düz tahta bir yüzey üzerinde delikler açtılar. Makina öğrenmesi teknikleri kullanılarak kullanıcın hangi alt-görevi (textit{Bekleme, Serbest Hareket, ve Temas}) yerine getirdiği gerçek zamanlı olarak tespit edildi ve buna göre kontrolcünün parametreleri uyarlandı. Bu sayede, robotun insan tarafından yönlendirilip delik açılacak noktaya yaklaştırılırken (textit{Serbest Hareket}) insana düşük direnç (şeffaflık), delme sırasında (textit{Temas}) ise oluşacak titreşimleri azaltarak sistemi daha kararlı ve güvenli hale getirecek şekilde yüksek direnç göstermesi sağlandı. Bu deneylerden elde edilen sonuçlar, insan-robot etkileşimi için, uyarlamalı ve kesir dereceli bir kontrolcünün tam sayılı ve sabit parametreli bir kontrolcüye göre, görev performanı açısından, çok daha etkili olduğunu gösterdi. Son olarak, projede geliştirilen sistemin endüstriyel ortamda geçerliliğini sınamak için, endüstriyel ortağımız olan As-Metal şirketinden 3 adet işçi laboratuvarımıza davet edildi ve eğrili (curved) bir tahta yüzeyde delik açma deneyleri yapıldı. İşçilerden yüzey üzerinde 3 farklı noktada ve 3 farklı açıda delik açmaları istendi. İşçiler bu görevi yerine getirirken hem işbirlikçi robotumuzdan hem de bir artırılmış gerçeklik arayüzünden destek aldılar. Deneylerden sonra, işçilerden geliştirilen sistem hakkında fikirlerini iletebilecekleri bir anket doldurmaları istendi. Bu anket ve işçilerle yapılan kişisel görüşmeler vasıtasıyla robotun güvenirliği, kullanım kolaylığı ve görevi gerçekleştirmesindeki katkısı ölçüldü. Bu anketten elde edilen sonuçlar bize geliştirilen bu insan-robot etkileşim sisteminin endüstriyel uygulamlar için uygun, kolay, ve etkili olduğunu gösterdi.Research Project Kişiselleştirilmiş ve Uyarlamalı Öğrenme için Sözlü Dersanlatımlarının İşlenmesi(TÜBİTAK, 2021) Arısoy Saraçlar, Ebru; 02.05. Department of Electrical and Electronics Engineering; 02. Faculty of Engineering; 01. MEF UniversityBu projede kişiselleştirilmiş ve uyarlamalı eğitim için gelişmiş konuşma ve dil işleme teknolojileri geliştirip özellikle çevrimiçi ders videolarından öğrenme sürecini verimli hale getirmek amaçlanmıştır. Geliştirilen proje bildiğimiz kadarıyla gelişmiş konuşma ve dil işleme uygulamalarının eğitim teknolojilerinde kullanıldığı en kapsamlı projelerden biridir ve bu sayede eğitim teknolojileri literatürüne de katkı sağlamıştır. Projenin gerçeklenmesi süresince Otomatik Konuşma Tanıma (OKT), konuşma geri getirimi, özellikle sözlü soru cevaplama ve duygu ve düşünce analizi üzerine özgün çalışmalar yapılmıştır. Sistemler hem İngilizce hem de Türkçe ders anlatım videoları için geliştirilmiştir. OKT alanında hem hibrit akustik model içeren hem de uçtan uca eğitilen sistemler için sistem uyarlaması yapılmıştır. Bu sayede ders anlatım videoları üzerinde yüksek başarımla çalışan OKT sistemleri geliştirilmiştir. Sözlü soru cevaplama sistemi ise ilk defa ders anlatım videoları alanına bu proje ile uygulanmıştır. Sözlü soru cevaplama sistemine ait zorlukların aşılması için özgün yöntemler önerilmiş ve bu yöntemler başarıyla uygulanmıştır. Bu sayede sözlü soru cevaplama literatürüne katkı sağlanmıştır. Bu çalışmalara ek olarak ders anlatım videolarına eşlik eden öğrenci yorumları duygu ve düşünce analizi yöntemleri ile olumlu veya olumsuz olarak sınıflandırılmış ve öğrencilerin videoda anlatılan konuyu anlayıp anlamadıkları ölçülmüştür. Bu çalışma duygu ve düşünce analizi sisteminin eğitim teknolojileri alanında öğrencilerin öğrenme düzeyinin analizinde kullanılması özgünlüğünü içermektedir. Projenin çıktısı olarak OKT ve soru cevaplama sistemlerini içeren çevrimiçi bir öğrenme platformu üniversite içinde gerçeklenmiş ve 2020 - 2021 bahar döneminde öğrencilerin kullanımına açılmıştır. Özellikle COVID-19 pandemisiyle hayatımıza etkin olarak giren uzaktan eğitim modeline proje kapsamında geliştirilen sistemin katkı sağlama potansiyeli bulunmaktadır. Bu yüzden geliştirilen sistemin uzaktan eğitim sürecine etkin olarak dahil edilmesi üzerine ilerleyen dönemlerde çalışmalar yapılacaktır.Research Project Özyinelemeli Sinir Ağları ile Türkçe Doğal Dil Üretimi(TÜBİTAK, 2018) Demir, Şeniz; Demir, Şeniz; Gökmen, Muhittin; 02.02. Department of Computer Engineering; 02. Faculty of Engineering; 01. MEF Universityİnsanlar arasındaki iletişimi sağlayan doğal diller, zaman içinde insanlarla etkin ve kullanıcı dostu etkileşim kurabilmek amacıyla sistemler ve yazılımlar tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Tıpkı insanlar gibi sesli veya yazılı doğal dil ifadelerini anlayabilen ve sonrasında kullanıcıların beklentilerini karşılayabilen dil tabanlı teknolojiler (örn. arama motorları, bilgisayar destekli eğitici sistemler ve diyalog sistemleri) bu motivasyonla ortaya çıkmıştır. Bu çalışmalarda, problemin doğası ve hedef dilin yapısındaki zorluklara ek olarak insanların doğal dilleri nasıl öğrendiğini ve kullandığını modellemedeki kısıtlar başarım oranlarını etkilemiştir. Günümüzde, dil tabanlı teknolojiler insanlar tarafından yaygın şekilde kullanılıyor olsalar da (örn. Google Arama Motoru ve Apple Siri), ulaşılan teknolojik seviye hedef dile göre çeşitlilik göstermektedir. Sondan eklemeli ve zengin dil yapısı ile Türkçe geliştirilen teknolojik çözümler ve üretilen veri kaynakları açısından pek çok doğal dilin gerisinde kalmaktadır. Ayrıca, bugüne kadar Türkçe dil teknolojileri konusunda yapılan çalışmaların ağırlıklı olarak dili işleme, anlama ve analiz etmeye dönük (örn. kelimelerin morfolojik analizi, özel isim tespiti, bağlılık çözümlemesi, metin sınıflandırma ve metin özetleme) olduğu gözlemlenmektedir. Türkçe dil üretimi konusunda sınırlı yeteneklere sahip ve akademik seviyede kalarak devamı getirilmemiş birkaç çalışma mevcuttur. Fakat bu çalışmalar karmaşık sayılabilecek dilbilimi teorileri ile ifade edilen içerik ifadelerini cümlelere dönüştürmekten öteye geçmemiştir ve başka uygulamalarla entegre olarak test edilmemiştir. Bu çalışmada, Türkçe dilinin derin öğrenme tabanlı bir sistem (dil aracı) ile otomatik olarak üretimi hedeflenmektedir. Bu sistemin, girdi olarak verilen içerik ifadelerini Türkçe dili kurallarına uygun ve anlaşılır cümlelere dönüştüreceği öngörülmektedir. Literatürdeki en kapsamlı Türkçe dil üretimi sistemi olması planlanan bu çalışmada son yıllarda pek çok dil teknolojisinde başarımı ispat edilmiş diziden diziye öğrenebilen (örn. kelime dizisinden başka bir kelime dizisi) özyinelemeli sinir ağı yapıları kullanılacaktır. Bu ağların sağladığı dinamiklik ile farklı çeşitler (örn. uzun kısa süreli bellek ve girişli özyinelemeli birim) ve genişlemeler (örn. dikkat mekanizması) denenecektir ve başarımı en yüksek sinir ağı mimarisi belirlenecektir. Buna ek olarak, sinir ağlarının kullanımı bazı faktörlerin (örn. bağlam bilgisi ve kullanıcı tercihleri) sisteme entegrasyonuna ve üretim aşamasına olan etkilerinin incelenmesine imkân sağlayacaktır.Research Project Santrifüj Pompa Kavitasyon Performans Karakteristiklerinin Tayini için Basitleştirilmiş Kavitasyon Modellerinin İyileştirilmesi(TÜBİTAK, 2020) Ayder, Erkan; Delale, Can Fuat; Morkoyun, Uğurcan; Pasinlioğlu, Şenay; 02.03. Department of Mechanical Engineering; 02. Faculty of Engineering; 01. MEF UniversityBu çalısmada Delale ve Pasinlioglu (2018) tarafından önerilen kabarcık gaz basıncı yasasıyla betimlenen ısıl sönüm mekanizmasını içeren Rayleigh-Plesset küresel kabarcık dinamigi denklemini esas alan bir hidrodinamik kavitasyon modeli insa edilmistir. Bu modeli sınamak üzere kavitasyonlu lüle akısı deneyleri yapılmıs, lüle içindeki kavitasyonsuz, zayıf kavitasyonlu ve kuvvetli kavitasyonlu akıs rejimleri yüksek hızlı kamerayla görüntülenerek kaydedilmis ve lüle cidarlarına yerlestirilen basınç sensörleriyle statik basınç degerleri ölçülmüstür. Elde edilen deney sonuçları, yeni hidrodinamik kavitasyon modelin sanki-birboyutlu sayısal sonuçlarıyla ve ticari yazılımlardaki basitlestirilmis kavitasyon modellerinin ikiboyutlu sayısal sonuçları karsılastırılmıstır. Böylece santrifüj pompalara uygulanmak üzere ticari yazılımlardaki Zwart vd. (2004) kavitasyon modeli en uygun model olarak seçilmis ve yeni kabarcık gaz basıcı yasasını içerecek sekilde iyilestirilmistir. Santrifüj pompa kavitasyon performans karakteristiklerinin tayini için ENPY (emmede gerekli net pozitif yük) degerleri küçük ve görüntü kaydına izin veren pleksiglas bir pompada kavitasyonlu akıs halinde deneyler yapılmıstır. Bu pompa için gerek deney sonuçları, gerek orijinal ve iyilestirilmis Zwart vd. kavitasyon modellerinin sayısal benzetim sonuçları ENPY degerleri birin altına düstügünde kararsızlıklar göstermistir. Ancak kararızlıklar baslamadan ENPY degeri bir civarındayken iyilestirilmis Zwart vd. kavitasyon modelinin sayısal sonuçları, orijinal modele kıyasla, az da olsa kavitasyon siddetinin arttıgını, böylece kavitasyon performansının düstügünü göstermistir. Bu sonucu daha belirginlestirmek üzere ENPY degerleri nispeten daha yüksek bir pompa tasarlanmıs ve orijinal ve iyilestirilmis Zwart vd. kavitasyon modellerinin sayısal benzetim sonuçları karsılastırılmıstır. Bu durumda iyilestirilmis Zwart vd. modelinde kavitasyon performansının, orijinal modele kıyasla, belirgin olarak azaldıgı gösterilmistir.Research Project Üniversite Kütüphanesi Yeniden Açılış Kiti(Open Science Foundation, 2020) Yıldırım, Çiğdem; Yarar, İpek; Gürdal, Gültekin; İdin, Şükrü Merter; Kolburan, Ece; 01. MEF UniversityLibraries reopening, the details will need to be carefully planned by library managers to mitigate any remaining risks for staff and library users. Reopening will not mean going back to the way things were pre-COVID-19; it will mean putting in place the ‘new normal’ approach to library services. For this purpose, necessary images have been designed for libraries to use.Research Project Verimlilik ve Reel Döviz Kurları Arasındaki İlişkinin Girişimler Bazında Analizi(TÜBİTAK, 2018) Toraganlı Karamollaoğlu, Nazlı; Sıvacı, Ozan; 04.01. Department of Economics; 04. Faculty of Economics, Administrative and Social Sciences; 01. MEF University; Acar, Uğurcan; Çakır, BayramBu proje kapsamında girişim ve sektör seviyesinde hesaplanan reel döviz kuru serilerinin girişim bazında hesaplanan verimlilik üzerine etkisi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından kullanıma açılan mikro veri kullanılarak analiz edilmektedir. Çalışmada, 2005-2015 yıllarını kapsayan Dış Ticaret İstatistikleri (DTİ), İş Kayıtları Çerçeveleri (İKÇ) ve Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri (YSHİ) verileri kullanılmıştır. Onaylanan Bütçe: Buna ek olarak proje kapsamında verimliliğin farklı özelliklere sahip girişimler için, girişim ve sektör düzeyinde hesaplanacak olan döviz kuru hareketlerinden nasıl etkilendiği araştırılmıştır. Bu çerçevede girişimlere özgü ithal ara malı kullanımı, ihracata konu olan ürünlerin yapısı (homojen ve farklılaştırılmış), ticaret partneri sayıları, sermaye yapısı gibi bir takım özellikler göz önünde bulundurularak verimlilik ve reel döviz kuru ilişkisi incelenmiştir. Çalışmanın sonuçları firma seviyesinde hesaplanan döviz kuru serileri göz önünde bulundurulduğunda yerel döviz kurundaki değerlenmenin firmaya ilişkin verimlilik üzerinde negatif etkileri olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan sektör seviyesinde hesaplanan döviz kurları kullanıldığında verimlilik ve döviz kuru arasında anlamlı bir ilişki rapor edilmemektedir. Bu durum toplulaştırma yanlılığı problemine dikkat çekerek firma spesifik kurların döviz kurunun verimlilik üzerine etkisini ölçmede sektörel kurlardan daha duyarlı olduğunu göstermektedir. Çalışmada ayrıca ithal aramalı kullanımı ihracat oranına göre fazla olan firmaların verimliliklerinin döviz kurundaki değerlenmeden daha az etkilendikleri gözlenmektedir. Buna ek olarak olarak yabancı sermaye oranı veya ticaret partneri sayısı fazla olan firmaların verimliliklerinin beklentilerden farklı olarak, döviz kuru değerlenmesinden daha çok etkilendikleri rapor edilmiştir. Ayrıca çalışmada firmanın ihracatındaki farklılaştırılmış ürün oranının döviz kuru değerlenmesinin verimlilik üzerindeki negatif etkilerinin azaltmada rol oynamadığı sonucu bulunmuştur.
