Browsing by Author "Demirtaş, Ezgi Toplu"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Beliren Yetişkin Kadınlarda Kaygılı Bağlanma ile Psikolojik Flört Şiddetine Maruz Kalma Arasındaki İlişkide Öz Güven ve Öz Şefkatin Seri Aracı Rollerinin İncelenmesi(2025) Borazan, Merve; Demirtaş, Ezgi TopluBeliren yetişkinlik 18-30 yaş arasını kapsayan; aşk, iş ve dünya görüşü olmak üzere üç temel boyutta kimlik gelişiminin ön planda olduğu ergenlik ve yetişkinlik arasındaki yaş dönemidir. Bu dönemde romantik ilişkilerde yakınlık ve ilişkiyi geleceğe taşıma düşüncesi ön plana çıkmaktadır. Romantik ilişkiler bireyin sevgi, ait olma ve güven ihtiyaçlarını karşılarken bir yanıyla da şiddet içerebilmekte ve zarar verici olabilmektedir. Flört şiddetinin bir türü olan psikolojik flört şiddeti partneri itibarsızlaştırmayı veya incitmeyi amaçlayan söz ve davranışlarla partnere karşı üstünlük kurmayı, kontrol etmeyi ve baskı altına almayı içermektedir. Yaşamın ilk yıllarında bireyin bakım vereni ile kurduğu bağlanma stili yetişkinlik döneminde partner bağlanmasını da etkilemektedir. Kaygılı bağlanan bireyler güvensiz partnerler seçebilir ve şiddete maruz kaldıkları bir ilişkiyi sürdürebilirler. Öz güven ve öz şefkat kadınların psikolojik flört şiddetine maruz kalmasını arttırabilen ya da azaltabilen faktörler olarak literatürde karşımıza çıkmaktadır. Bundan dolayı bu araştırmanın amacı, beliren yetişkin kadınlarda kaygılı bağlanma ile psikolojik flört şiddetine maruz kalma arasındaki ilişkide öz güven ve öz şefkatin seri aracı rolünü incelemektir. Araştırmanın örneklemi yaşları 18-30 arasında değişen halen devam eden bir ilişkisi olan ya da daha önce bir romantik ilişkisi olmuş heteroseksüel 306 kadından oluşmaktadır (Ort yaş = 24.00; SS yaş = 3,48; min yaş = 18, mak yaş = 30) Araştırmada Demografik Bilgi Formu, Yakın İlişkilerde Yaşantılar Ölçeği Kısa Formu, Çok Boyutlu Duygusal İstismar Ölçeği, Öz-Duyarlık Ölçeği ve Kadın Özgüven Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın ana hipotezlerini test etmek için Hayes PROCESS analiz programı kullanılarak Seri Çoklu Aracılık Değişken Analizi (Model 6) uygulanmıştır. Araştırmanın bulguları beliren yetişkinlik dönemindeki kadınların, kaygılı bağlanma stiline sahip olsalar bile yüksek öz güven ve öz şefkat düzeyleri aracılığı ile psikolojik flört şiddetine maruz kalma olasılıklarının azalabileceğini ortaya koymuştur. Bu bulgular akademik literatür kapsamında tartışılmış ve araştırmacılar ve ruh sağlığı çalışanları için araştırmaya ve uygulamaya yönelik öneriler sunulmuştur.Master Thesis Erkekliğe Yönelik Algılanan Tehdit ile Yaşam Doyumu Arasındaki İlişkide Varoluşsal Kaygıların Aracı Rolü(2025) Hızar, Elif; Demirtaş, Ezgi TopluErkeklik kadınlığın aksine elde edilmesi ve sürekli kanıtlanması gereken bir yapıya sahiptir. Erkeklik 'üstün' bir statü olarak görülmekte ve bu statüye ulaşmak için çeşitli aşamalardan geçilmesi gerekmektedir. Erkeklik kazanılması zor bir statüdür ancak kaybedilmesi de bir o kadar kolaydır. Kırılgan erkeklik kuramı bağlamında; erkeklik kadınlığa göre zor kazanılıp kolay kaybedildiğinden ve sürekli ispat gerektirdiğinden ötürü daha kırılgan bir yapıdadır ve bundan dolayı erkeklerin cinsiyetlerine yönelik tehdit algıları daha yüksektir. Yetişkin bir erkek için 'erkeklik' rolü benliğin bir parçası, varoluş amacı ve anlamı haline gelebildiğinden erkekliğe yönelik algılanan tehdidin varoluşsal kaygıları tetikleyebileceği ve yaşam doyumunu azaltabileceği düşünülmektedir. Bundan dolayı bu araştırmanın amacı, genç yetişkin erkeklerde, erkekliğe yönelik algılanan tehdit ile yaşam doyumu arasındaki ilişkide varoluşsal kaygıların aracı rolünü incelemektir. Bu araştırmanın örneklemi 20 – 40 yaş aralığında cinsiyetlerini erkek olarak tanımlayan 250 kişiden oluşmaktadır. Araştırmada, Demografik Bilgi Formu, Kırılgan Erkeklik Ölçeği, Varoluşsal Kaygı Ölçeği ve Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın hipotezlerini test etmek amacıyla Hayes PROCESS analiz programı kullanılarak Basit Aracılı Değişken Analizi (Model 4) uygulanmıştır. Araştırmanın bulguları, genç yetişkin erkeklerde erkekliğe yönelik algılanan yüksek tehdidin varoluşsal kaygılar aracılığıyla yaşam doyumunu azalmasına yol açabileceğini ortaya koymuştur. Elde edilen bulgular akademik literatür ışığında tartışılmıştır ve araştırmacılar ve ruh sağlığı uzmanları için hem araştırmaya hem de uygulamaya dair öneriler sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Erkekliğe yönelik algılanan tehdit, kırılgan erkeklik kuramı, varoluşsal kaygı, yaşam doyumu, genç yetişkinlik.Master Thesis Evli Bireylerde Kaçıngan Bağlanma ile Aldatma Eğilimi Arasındaki İlişkide İlişkisel İhtiyaçların Aracı Rolü(2025) Güven, Ayşe Ferzan; Demirtaş, Ezgi TopluAldatma, evliliklerde yaygın görülen ve ilişkide derin çatışmalara yol açabilen önemli bir sorundur. Bireylerin çocuklukta geliştirdikleri bağlanma stilleri, yetişkinlikte romantik ilişkilerdeki tutum ve davranışlarını, özellikle de aldatma eğilimlerini etkileyebilir. Bu bağlamda, ilişkisel ihtiyaçların (duygusal destek, ilgi, güven gibi) karşılanmaması da bireylerin aldatma eğilimini artıran önemli bir etken olarak değerlendirilebilir. Bu noktadan hareketle güvensiz-kaçıngan bağlanan evli bireylerin aldatma eğilimlerinde, ilişkisel ihtiyaçların aracı bir rol oynayıp oynamadığı bu araştırmanın çıkış noktası olmuştur. Dolayısıyla, bu araştırmanın amacı, evli çiftlerde, kaçıngan bağlanma ile aldatma eğilimi arasındaki ilişkide ilişkisel ihtiyaçların aracı rolünü incelemektir. Araştırmanın örneklemini yaşları 30 ile 60 arasında değişen, en az 6 aydır evli olan, 121'i kadın (%64.8), 66'sı erkek (%35.2) olmak üzere 187 kişi oluşturmaktadır. Bu çalışmada kolay ulaşılabilirlik örnekleme yöntemi kullanılmıştır ve veriler çevrimiçi olarak toplanmıştır. Araştırmada, 'Yakın İlişkilerde Yaşantılar Ölçeği Kısa Formu, İlişkisel İhtiyaçlar Doyum Ölçeği, , Aldatma Eğilimi Ölçeği ve araştırmacı tarafından hazırlanan Demografik Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları kaçıngan bağlanma ile aldatma eğilimi arasındaki ilişkide, ilişkisel ihtiyaçlar (destek ve koruma)'ın aracı (dolaylı) etkisinin olmadığını ortaya koymuştur. Araştırmada elde edilen bulgular akademik literatür kapsamında tartışılmış ve araştırmacılar ve ruh sağlığı çalışanları için araştırmaya ve uygulamaya yönelik öneriler sunulmuştur.
