04. Enstitüler / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.11779/204
Browse
Browsing 04. Enstitüler / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü by Department "Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ekonomi Finans Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Sağlık Sektörü Harcamalarının Makroekonomik Göstergeler Üzerindeki Etkisinin Analizi: Avrupa'nın Önde Gelen 5 Ülkesi ve Türkiye Üzerine Bir Analiz(MEF Üniversitesi, 2022) Kemaloğlu, Şulenur; Bağci, ErdemToplumun gelişmesi ve ilerlemesinde insan sağlığının önemi yadsınamazdır. Sağlığın çoğunlukla kamusal nitelikte olduğu düşünüldüğünde, bireylerin sağlığına önem verilmesi ve korunmasıyla toplumlar sağlıklı nesil yetiştirecek, bilinç düzeyi artacaktır ve refah seviyesi de yükselecektir. WHO'da bahsi geçen fiziksel sağlığın dışında çevre ve ruh sağlığı da göz ardı edilmemelidir. Bu noktada sağlığın iyileştirilmesi ve geliştirilmesi ülkelerin en büyük sermayesidir. Bireye yapılan bu yatırımların hepsi sağlık harcamalarından geçmektedir. Bu çalışmada, sağlık harcamalarının makroekonomik göstergeler üzerinde etkisi analiz edilmiştir. Çalışmada yer alan ülkeler, Türkiye ve Avrupa Birliği'ni oluşturan 2019 yılı Gayri Safi Yurt İçi Hasılası en yüksek 5 ülke olan; Almanya, Fransa, Hollanda, İspanya ve İtalya seçilmiştir. Seçili ülkelerin 1992-2019 yılını kapsayan makroekonomik gösterge verileri Dünya Bankası ve OECD Stat'tan alınmıştır. Sağlık Harcamalarının Gayri Safi Yurt İçi Hasıladaki Payı(SH) ile, makroekonomik göstergeler olan İşsizlik (ISS), İstihdam Oranı (ISKO), Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYIH), Kişi Başına GSYİH (KBGSYIH), Büyüme Oranı (BUO), Tüketici Fiyat Endeksi (TUFE), Sanayi Üretim Endeksi (SUE) değişkenlerinin ilişkisi panel veri analizi yöntemiyle incelenmiştir. Ekonometrik analizde kullanılan testler; Durağanlık Analizi, Yatay Kesit Bağımlılığı Testi, Homojenite Testi, AMG Tahmincisi ve Toda-Yamamoto Nedensellik Analizidir. Öncelikle paneldeki 8 değişken birim kökten arındırılmıştır. Değişkenlerin yatay kesit bağımlılığı durumu incelenmiştir. Makroekonomik değişkenlerle toplamda 7 model kurulmuştur. Bu modeller üzerinden sağlığa ayrılan fonların değişkenler üzerindeki etkisi incelenmiştir. Hausman testinin yardımıyla oluşturulan 7 model için sabit etkiler ve rassal etkiler model tahmini yapılmıştır. Toda-Yamamoto Nedensellik testi uygulanarak değişkenler arasındaki ilişkinin yönü değerlendirilmiştir. Sağlık harcamalarıyla; gayri safi yurtiçi hasıla, kişi başına gayri safi yurt içi hasıla, büyüme oranı arası çift taraflı nedensellik tespit edilmiştir. Sanayi üretim endeksi, tüfe, işsizlik, işgücüne katılım oranı ile sağlık harcamaları arasında tek taraflı nedensellik tespit edilmiştir. AMG Uzun Dönem Tahmincisiyle değişkenler arası uzun dönem ilişkiler incelenmiştir. Çalışmadan elde edilen bulgular ışığında, Türkiye'nin de içerisinde bulunduğu 6 ülkede sağlık harcamalarında meydana gelen artıştan en çok etkilenen değişken gayri safi yurt içi hasıladır ve negatif olarak etkilendiği tespit edilmiştir.Master Thesis Varlık Fiyatlama Modeli ile Arbitraj Fiyat Modelinin Karşılaştırılması: Bist Üzerinde Bir Uygulama(MEF Üniversitesi, 2023) Akkan, İlker; Bağcı, ErdemÇalışmanın birinci bölümünde risk tanımı ve türleri ele alınmaktadır. Risk kavramı, yatırımcılar için portföylerinde her zaman dikkat ettikleri konu olmuştur çünkü getiriye etki eden en önemli faktörlerden birisidir. Risk ikiye ayrılmakta olup bu riskler sistematik ve sistematik olmayan şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Sistematik risk, ulusal ve uluslararası piyasalarda yer alan ve işlem gören tüm menkul değerlere doğrudan veya dolaylı olarak etki edebilecek potansiyelde olan ögelerin yarattığı toplam risktir. Sistematik olmayan risk, firmadan veya firmanın içinde bulduğu sektörden kaynaklı olan risk türüdür. Sistematik olmayan risk, gerekli çeşitlendirmelerin sağlanması ile yok edilebilir niteliktedir. Bölüm içerisinde sistematik risk ve sistematik olmayan risk türlerinden bahsedilmiştir. Yatırımcıların amacı, oluşturdukları portföylerden veya menkul kıymet yatırımlarından getiri elde etmektir. Oluşturulan portföylerin getiri oranında bir risk oranı da mevcuttur. Bu nedenle getiri-risk ilişkisi her zaman belirli bir ilişki içerisinde bulunmaktadır. Genellikle bu ilişki doğrusal yöndedir. Bir portföy veya piyasadaki varlıkların riskini ölçmek, birden fazla varlığın riskini ölçmekten farklıdır. Bu hususlara değinilmekte ve konu birçok matematiksel ölçütlerle ifade edilmektedir. Ölçütler varyans ve varyansın karekökü olan standart sapma, ilişki anlamı yaratan kovaryans ve korelasyon değişkenler olup aynı zamanda riski ölçen değerlerdir. Alınan risk oranında sağlanabilecek getiri oranlarının hesaplanma yöntemleri aynı şekilde birinci bölümde bahsedilmiştir. İkinci bölümde ise getiriye etki eden risk faktörünün elimine edilmesi için uygulanan ve yıllar geçtikçe daha çok önem kazanan portföy kavramından bahsedilmiştir. Portföy yönetiminde amaç, var olan yatırımların çeşitlendirilerek riskin seviyesini minimum yapmaktır. Portföy yönetiminin ilk adımları 1952 yılında Markowitz'in ele aldığı "Portföy Seçimi" isimli makalesi ile atılmıştır. 1959 yılında ise yayınlamış olduğu kitap ile portföye ait çeşitlendirme, yönetim, riskin ölçümü konuları ele alınmış ve modern portföy kavramı ortaya çıkmıştır. Sürecin devamında ise portföy teorisi, 1964 yılında Sharpe ile başlamıştır. Lintner ve Mossin ise 1 yıl arayla birbirlerine herhangi bir etkide bulunmadan süreci hem iyileştirip hem de devam ettirmişlerdir. Sharpe, portföy yönetim modelini ilk oluşturan kişi olmuştur. Lintner ve Mossin ise bu modele teorik anlamda geliştirmelerle destek olmuştur. Üçüncü bölümde varlık fiyatlama modelleri tanımlanmıştır. Bu modellerden başlıcaları Finansal Varlık Fiyatlama ile Arbitraj Fiyatlama Modeli'dir. Devamında ise ele alınan bu modeller için yapılan varsayımlar ve modellere ilişkin form yapıları tanımlanmış ve birbirleri ile kıyaslanmıştır. Bu modellerden finansal varlık fiyatlama modelleri, piyasa portföylerini önemli görmekte ve sistematik riskin bir göstergesi olan beta katsayısının varlık getirilerini açıklamak için de kullanıldığını belirtmektedir. Sermaye piyasası teorisinin bir ürünü olan FVFM, piyasa dengedeyken riskin piyasa fiyatını belirlemekte ve bireysel varlıklar için uygun bir risk ölçüsünü revize ederek iyileştirmektedir. Aynı zamanda bağımsız değişken olarak piyasa portföyünü temel almaktayken, riskli menkul kıymet getirilerini belirlerken piyasa portföy getirisinden faydalanmaktadır. Finansal Varlık Fiyatlama Modeli'ne ait yetersizlik ve eleştirilere cevap verememesinden ötürü araştırmacılar yeni modeller geliştirmeye ve araştırmaya başlamışlardır. Geliştirilen model ise bu noktada Arbitraj Fiyatlama Modeli'dir. Bu modelde, piyasadaki menkul kıymetler tam olarak aynı risk ve getiriye sahipse, yatırımcılar fiyatları dengeye getirmek için arbitraj yapmayı beklerler. Arbitraj kavramı, aynı menkul kıymetler için farklı piyasalarda farklı fiyatların oluşturulmasıdır. Yatırımcılar, fiyatın düşük olduğu pazarlarda alıp, fiyatın yüksek olduğu pazarlarda satarak kar elde ederler. AFM ilk olarak 1970'li yıllarda Stephen A. Ross tarafından geliştirilmiş ve 1976 yılında formüle edilerek yayınlanmıştır. Model için Roos tarafından geliştirilen bu formülün Finansal Varlık Fiyatlandırma Modeline göre daha az kısıtlayıcı olduğu söylenebilir. Ross'un yaklaşımındaki temel nokta, birden çok sayıda var olan sistematik risk unsurunun varlık getiri oranlarındaki etkisi olduğu varsayımıdır. Arbitraj Fiyatlama Modeli; faiz oranı riski, piyasa riski, ödenmeme riski, satın alma gücü riski, yönetim riski ve belirli bir varlığı değerlendirme ile ilgili olabilen diğer risk faktörlerine ait ağırlıklı ortalamaları kullanarak risk ile getiri arasında ilişki kurmaktadır. Dördüncü bölümde uygulama bölümü ve uygulama bölümünde kullanılan testlerin metodolojik bilgileri yer almaktadır. Varlık fiyatlama modelleri çerçevesinde BIST100 endeksine etki edebilecek dokuz makroekonomik değişkenin 05/2010 – 01/2020 dönemleri arasındaki ilişki ele alınmıştır. Yapılan analizler ile modelde yer alan değişkenler ilk aşamada durağanlaştırılarak değerlerinde yatay bir saçılım elde edilmiş, Granger nedensellik testi ile kısa dönem ilişkisi ele alınırken Johansen Eş-bütünleşme testi ile uzun dönem ilişkisi belirlenmiştir. Etki-tepki analizi ile modelde yer alan değişkenlerin dönem bazlı BIST100 üzerindeki etkisi de analiz edilmiştir. Bu analizler sonucunda kısa vadede modele dahil edilen değişkenlerin (faiz değişkeni hariç) BIST100 üzerinde etkisinin bulunmadığı ancak uzun dönemde etkilerinin olduğunu sonucu çıkarılmıştır. Anahtar Kelimeler: Getiri, risk, portföy, finansal varlık fiyatlama, arbitraj fiyatlama