Please use this identifier to cite or link to this item:
https://hdl.handle.net/20.500.11779/1413
Title: | Hukuk muhakemeleri kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair 7251 sayılı kanun sonrası iddianın ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağına bakış | Other Titles: | Review of the Prohibition of Changing and Expanding the Claim and Defense after the Law No. 7251 Regarding the Amendment to the Civil Procedure Law | Authors: | Yazıcı, Çiğdem | Keywords: | 7251 Sayılı Kanun-İddianın ve Savunmanın Değiştirilmesi ve Genişletilmesi Yasağı-HMK m. 144 | Publisher: | UYSAD | Source: | Yazıcı, Ç. (January 16-18, 2021). Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair 7251 Sayılı Kanun Sonrası İddianın ve Savunmanın Genişletilmesi veya Değiştirilmesi Yasağına Bakış. 6th International Management and Social Sciences Conference. İstanbul, Turkey. | Abstract: | Yargılama kültürünün bir yansıması olarak gelişen ve yargılamaya hâkim olan ilkelerden birisi olan teksif
ilkesi, yargılamanın makul sürede tamamlanmasını teminen taraflarca dava malzemesinin belirli bir usul
kesitine kadar getirilmesi zorunluluğunu öngörmektedir. Bu zorunluluğun bir tamamlayıcısı ise iddianın ve
savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağıdır. Bu yasak iddia ve savunmanın konusunu oluşturan vakıalar ile talep sonucunu kapsamaktadır. Mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu döneminde sert teksif ilkesinin hâkim olması nedeniyle iddianın veya savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı, davacı için dava dilekçesi, davalı için ise cevap dilekçesi ile başlamaktaydı. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141. maddesi ise bu yasağı öteleyerek hüküm altına alınmıştır. 7251 sayılı Kanun ile değişiklik yapılıncaya kadar iddianın ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi, dilekçelerin verilmesine kadar, ancak belirli koşulların gerçekleşmesi halinde de ön inceleme aşamasında mümkündü. Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile yargılamada yeni bir kesit olarak kabul edilen ön inceleme aşamasında gerçekleştirilen ön inceleme duruşmasına özel bir önem atfeden kanun koyucu, tarafların katılımını sağlamak maksadıyla duruşmaya mazeretsiz gelmeyen aleyhine adeta bir yaptırım hükmü olarak gelen tarafın iddia veya savunmasını serbestçe genişletmesi veya değiştirmesine izin vermekteydi. 7251 sayılı Kanun ile ilgili hükümde yapılan değişiklikle artık iddianın ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi dilekçelerin verilmesinden sonra mümkün değildir. İlgili değişikliğin gerekçesinde, duruşmaya katılan tarafın katılmayan tarafın yokluğunda iddiasını veya savunmasını değiştirip genişletmesinin silahların eşitliği ilkesi ile bağdaşmadığına vurgu yapılmıştır. Sadece duruşmaya katıldığı için bir tarafın diğer tarafa nazaran daha avantajlı bir noktaya gelmesinin, ön inceleme duruşmasına katılımı teşvik etmek amacıyla da olsa adil yargılanma hakkını ihlâl edeceği gerekçesiyle ilgili düzenleme ilga edilmiştir. Bugün gelinen duruma göre, taraflar, iddia veya savunmalarını yazılı yargılama usulünde cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesinde serbestçe genişletip
değiştirebilirler. Basit yargılama usulünde ise cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi verilmediğinden yasak, davacı için dava dilekçesinin verilmesi ile, davalı için ise cevap dilekçesinin verilmesi ile başlayacaktır. Yeri gelmişken belirtelim ki, yazılı yargılama usulünde davalının cevap dilekçesi vermemesi halinde, davacının cevaba cevap dilekçesi vermesi söz konusu olmayacağından, davacı bakımından yasak dava dilekçesinin verilmesi ile başlamış olacaktır. Bu tebliğ kapsamında iddianın ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önceki ve sonraki dönemde, 7251 sayılı Kanun ile yapılan tadil de dikkate alınarak ele alınacaktır. The eventual maxime (concentration maxime), which develops as a reflection of the judicial culture and is one of the principles dominating the judiciary, stipulates the obligation of the parties to bring the material of the case up to a certain procedural section in order to complete the trial within a reasonable time. A complement to this obligation is the prohibition of expanding or changing the claim and defense. This prohibition covers the facts forming the subject of the claim and defense and the result of the request. In the period of the Abrogated Civil Procedure Law, the prohibition of expanding or changing the claim or defense, due to the prevailing rigid eventual maxime (concentration maxime), started with a petition for the plaintiff and a reply petition for the defendant. Article 141 of the Civil Procedure Law numbered 6100 has been put under provision by postponing this prohibition. Until the amendment was made by Law No. 7251, the extension or change of the claim and defense was possible at the preliminary examination stage until the petitions were submitted, but only if certain conditions were met. The legislator attached special importance to the preliminary examination hearing held at the preliminary examination stage, which is accepted as a new section in the trial with the Code of Civil Procedure. In order to ensure the participation of the parties to the preliminary examination hearing, it allowed the party who did not come to the hearing without an excuse, as a sanction order, to freely expand or change its claim or defense. With the amendment made in the provision related to Law No. 7251, it is no longer possible to expand or write down the claim and defense after the submission of the petitions. In his interrogation, it was argued that the fact that the party participating in the hearing changes and expands its claim or defense in the absence of the non-participating party is incompatible with the principle of equality of arms. The regulation on something else that would violate the right to a fair trial, albeit to encourage the participation of a preliminary examination stance, was abolished if one party had a more advantageous point than the other, simply because they attended the hearing. According to the current situation, the parties can freely expand and change their claims or defenses in the written trial procedure, response to response and second response petition. In the simple trial procedure, since the response to the answer and the second response petition are missing, the ban will start with the petition for the plaintiff and with the return of the reply petition for the defendant. By the way, let us state that if the defendant does not give a reply petition in the written trial procedure, since the plaintiff will not be able to respond to the response, the ban for the plaintiff will start with the lawsuit petition. The prohibition of expanding or changing the claim and defense within the scope of this communiqué will be addressed in the period before and after the entry into force of the Code of Civil Procedure, taking into account the amendment made by Law No 7251. |
URI: | https://hdl.handle.net/20.500.11779/1413 https://uysadconference.com/uysad/tr/konferans-cagrisi/ |
ISBN: | 9786056519796 |
Appears in Collections: | Hukuk Fakültesi Koleksiyonu |
Show full item record
CORE Recommender
Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.