Please use this identifier to cite or link to this item: https://hdl.handle.net/20.500.11779/1530
Title: Teminat amaçlı inançlı taşınmaz devirlerinde teminat konusunun teminat verene iadesi bağlamında bir yargıtay hukuk genel kurulu kararının düşündürdükleri
Other Titles: Thoughts On the Decision of the Court of Cassation’s General Assembly of Civil Chambers With Relation to the Restitution of the Security Object in Fiduciary Transfer of Immovables Following the Fulfillment of the Secured Obligation
Authors: Kapancı, Kadir Berk
Keywords: İnanç Anlaşması (Pactum Fiduciae)
Teminat Amaçlı Taşınmaz Devri
Teminat Konusunun İadesi
Temel İlişki
Fiduciary Agreement (Pactum Fiduciae)
Fiduciary Transfer of the Title of An İmmovable
Restitution of the Security Object
Main (Basic)
Publisher: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
Source: Kapancı, K. B., (27-29 Mayıs 2021). Teminat Amaçlı İnançlı Taşınmaz Devirlerinde Teminat Konusunun Teminat Verene İadesi Bağlamında Bir Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararının Düşündürdükleri. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi. s. 213.
Abstract: Teminat amaçlı (karma) inançlı işlemle (fiducia cumcreditore) taşınmaz devri, uygulamada sağladığı yadsınamaz faydalar nedeniyle Türk Hukukunda sıklıkla başvurulan, güçlü ve teminat altına alınan temel (asıl) ilişkiye nazaran -ağırlıklı düşünceye göre- bağımsız özellik gösteren bir ayni teminat türüdür. Ne de olsa, söz konusu teminat bağlamında, güvence olarak doğrudan doğruya ve gerçek anlamda devralınan mülkiyet hakkından istifade edilmekte, bu da olağan kurguda ihtiyaç duyulabilecek olanın ötesindeki imkanları beraberinde getirmektedir. Teminat amaçlı inançlı devir, bir yönüyle borçlar hukukuna diğer yönüyle eşya hukukuna bakan, ikili bir işlem yapısını haiz bulunmaktadır: i- Borçlandırıcı işlem olarak inanç anlaşması (pactum fiduciae) ve ii- Bu anlaşmanın objektif anlamda hukuki sebebini (causa fiduciae) oluşturduğu ve onu takip eden taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının devrine ilişkin tasarruf işlemi. Teminat amaçlı devirle güvence sağlanan alacağın içinden doğduğu temel ilişki ise, anılan yapının tamamen dışında yer alır. Temel ilişkiden doğan ve teminat amaçlı devirle güvence sağlanan alacak, ileride gerektiği gibi yerine getirildiğinde inançlı devirdeki teminat amacı ortadan kalkacağından başlangıçta devredilen taşınmazın da teminat verene (inançlı devredene) iade edilmesi gereği gündeme gelir. İşbu iade rejiminin hangi hükümlere tabi olacağının tespit edilmesi önemlidir. Öyle ki, buna göre inançlı devrin gerçekleştirilmesinden iade gereğinin gündeme gelmesine kadar geçen ara dönemde teminat alanın (inançlı devralanın) üçüncü kişilere teminat konusu üzerinde hak (mülkiyet veya sınırlı ayni hak) kazandırıcı olası tasarruf işlemlerinin akıbeti de belirginlik kazanacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.02.2020 tarihli ve E. 2018/1065 K. 2020/180 sayılı kararında, belirli bir somut olay özelinde doğrudan bu konuyla ilgili çeşitli değerlendirmelerde bulunulmuştur. İşbu tebliğimizin temel amacı, sözü geçen karardaki değerlendirmelerin yerindeliğinin incelenmesi ve irdelenmesidir. Bunun yanı sıra karara konu olan olayın söz konusu olabilecek, olası alt varyasyonları bakımından da ulaşılan sonuçlarda herhangi bir farklılığının meydana gelip gelmeyeceği de ayrıca sorgulanacaktır.
Fiduciary transfer of the title of an immovable for security purposes (fiducia cum creditore) is a strong and frequently used real security under Turkish Law. It is independent -according to the prevailing view in the legal literature- from the main (basic) relation, for which the security is actually provided. In this type of transaction, property right directly serves as a real security, which provides far reaching prerogatives on the security object to the creditor (fiduciary transferee / security receiver). Fiduciary transfers generally encompass two different transaction facets: i- Obligation transaction which forms the fiduciary agreement (pactum fiduciae), and ii- Disposition transaction which actually transfers the title of the immovable. With regard its causa, this latter is based on the former. The main relation, on the other, is completely at the outside of these mentioned transactions. When the obligation arising out of the main relation is duly fulfilled, it is also time to restitute the title of the immovable to the fiduciary transferor (security provider). Defining the legal character of this restitution relation is of utmost importance, since it also sheds light to the fate of the possible disposition transactions entitling real rights of sorts (property and limited real rights) to third parties, made by the fiduciary transferee (security receiver). In the decision dated 18.02.2020 and numbered E. 2018/1065 K. 2020/180 of the Court of Cassation’s General Assembly of Civil Chambers, the court made some evaluations with regard this subject matter, while dealing with a concrete case. The aim of this paper is to question the aptness of the said evaluations from a critical perspective. Furthermore, the outcome of the present case’s possible different variations shall also be examined.
Description: Sözlü sunum
URI: https://hdl.handle.net/20.500.11779/1530
Appears in Collections:Hukuk Fakültesi Koleksiyonu

Show full item record



CORE Recommender

Google ScholarTM

Check





Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.