06. Rektörlüğe Bağlı Birimler
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.11779/8
Browse
Browsing 06. Rektörlüğe Bağlı Birimler by Department "Hukuk Fakültesi, Medeni Hukuk Anabilim Dalı"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Conference Object Fundar una Comunidad Despues del Crimen?(MEF Üniversitesi, 2022) Tatian, Diego; Akal, Cemal BâliLa pregunta "cómo fundar una comunidad después del crimen?" enuncia un problema filosófico y politico- explorado asimismo de modo diverso por el derecho, la ética, la antropologia, la tragedia que la Argentina transita desde hace casi cuarenta afios, en el curso de los cuales ha motivado una reflexion intensa acerca de las condiciones que permiten una reconstitucion y una restitucion de la vida colectiva, despues del crimen. La hondura del dolor abierto desde entonces ha movilizado una paciente tarea en comun orientada a la reparacion, y tambien una busqueda de comprension que ha vuelto inmediatas y vividas grandes piezas de la cultura Antigona, Hamlet, el Evangelio con las que las generaciones humanas de diferentes tiempos han procurado desvanecer o menguar el sinsentido del sufrimiento, es decir han procurado conferirle un significado poniendolo en una narracion.Article Grevci Sendikanın Grev Uygulanan Ünitede Üye Kaybı Sonucu Grevin Sona Erdirilmesi ve Toplu İş Sözleşmesi Yetkisinin Düşüp Düşmeyeceği(MEF Üniversitesi, 2022) Akyiğit, Ercan6356 sayılı Kanun md. 75/6 hükmü, mülga 2822 sayılı Kanun md. 51/4 ile öz itibariyle benzerdir. Ancak Anayasanın kanunönünde eşitlik (AY. 10), olumsuz sendika özgürlüğüne (AY. 51), işçilerin toplu iş sözleşmesi yapma (AY. 53) ve aslında sendikahakkının bir uzantısı ve doğal içeriğine dahil sayılan grev hakkına (AY. 54) aykırı hükümler taşımaktadır. Hükmün bir an evvelAYM tarafından iptali ve yasa koyucu tarafından da grev oylamasının daha anlamlı ve içerikçe doygun olarak düzenlenmesigerekmektedir.Article Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 17/b Maddesinin İkinci Fıkrasında Tapu Siciline Düşülebileceği Öngörülen Şerhin Hukuki Niteliği ve Meydana Getireceği Etkiler Üzerine Değerlendirmeler(MEF Üniversitesi, 2023) Kapancı, Kadir Berk5 Nisan 2023 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 28 Mart 2023 Tarihli ve 7445 Sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu özelinde de bazı değişiklikler ve yenilikler getirmektedir. İşte bunlardan bir tanesi, Ara buluculuk Kanunu'na yeni eklenen ve 1 Eylül 2023'te yürürlüğe girecek olan 17/B maddesidir. Toplamda beş fıkradan oluşan ilgili yeni madde ilk fıkrasında, taşınmazların devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni kurulmasına ilişkin uyuşmazlıkların arabuluculuğa elverişli olduğunu belirttikten sonra, ikinci fıkrasında da arabuluculuk sürecinde ilgili uyuşmazlıklar dahilinde tapu siciline bazı şartlarla düşülebilecek olan bir şerh kaydıyla ilgili özel düzenleme getirmiştir. İşbu çalışmamız, ilk planda şerhlere ilişkin genel bilgiler ışığında, ilgili düzenlemede (Arabuluculuk Kanunum. 17/B f. 2) sözü geçen şerhin hukuki niteliğinin, tapu siciline düşülme şartlarının, şerhin düşülmesi halinde nasıl bir etki (veya etkiler) meydana getireceğinin ve son olarak şerhin etkisini nasıl yitireceğinin ortaya koyulmasını hedef tutmaktadır. Bu açıklamaların akabinde ise, yeni düzenleme anılan şerh kaydının işlevselliğinin ve kullanım etkinliğinin artırılabilmesi için eleştirel bir bakış açısıyla inceleme masasına yatırılacak ve ilgili düzenlemede bu uğurda yapılabilecek bazı somut değişiklik önerilerinde bulunulacaktır.Article The Scope of Application of Turkish Groups of Companies Law Provisions(Mef Üniversitesi, 2022) Özcanlı, Beril FatmaThe new Turkish Commercial Code (TCC) has introduced the notion of groups of companies, however it does not entail anyprovisions with regards to the scope of application of the provisions. After the enactment of the TCC, a new Trade RegistryRegulation (TRR) was adopted. Article 105 TRR stipulated the scope of application with regards to the groups of company lawprovisions of the TCC. According to that, at least three commercial companies, one of which is a controlling and two of whichare dependent companies, are required for the formation of a group of companies. In cases where the controlling entity is anenterprise, the number of dependent companies must exceed two, i.e. the existence of at least three dependent companiesare required. However according to Art. 195/4 TCC companies that are directly or indirectly affiliated with the controllingcompany form the group of companies together with it. This paper is trying to examine the relationship between these twoprovisions from the hierarchy of norms perspective. Within this regard, also provisions of the German Stock Corporation Act(AktG- Aktiengesetz) and their scope of application is considered, as the provisions of the AktG regarding the corporate groupsare a fundamental source for the Turkish legislation.Article Türkiye'de Hükümet Sistemi Arayışları(MEF Üniversitesi, 2022) Veznedaroğlu, Yokuş Sevtap1982 Anayasası’nın yürürlüğe girişinden itibaren Türkiye’de, klasik parlamenter sistemden uzaklaşılmıştır. Özellikle,Cumhurbaşkanının yetkilerinin genişliği, tartışmalara neden olmuştur. 2007’de Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanının halktarafından seçimi yöntemi kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan seçiminden sonra sistemin yarı-başkanlık rejimine dönüştüğü iddiaları ileri sürülmüştür. 2017 Anayasa değişiklikleriyle Türkiye Cumhurbaşkanlığı HükümetSistemine geçiş yapmıştır. Yeni sistemde, yasama ile yürütme dengesi, yürütme lehine zayıflatılmıştır. CumhurbaşkanlığıHükümet Sistemi, devlet yapısında ve işleyişi ile ilgili çok sayıda probleme neden olmuştur. Yetkilerin tek merkezde toplanması,demokratik işleyişi önlemektedir. Muhalefet partileri mevcut hükümet sistemini siyasal sorunların ana nedeni olarakgörmektedir. Bu nedenle muhalefet, mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine alternatif olarak güçlendirilmişparlamenter sistemi önermektedir.Article Velayetin Kaldırılması Sebepleri(MEF Üniversitesi, 2023) Güzel, PınarKanun koyucu, ergin olana dek çocuğu koruyup kollamak, terbiye etmek ve çocuğa eğitim aldırmakla görevli velinin velayet hakkını çocuğun yararını merkeze alarak kullanmasını; çocuğun kişi varlığı bakımından yararını veya gelişimini tehlikeye düşüren durumların varlığı halinde ise hakimin çocuğun korunması için bir dizi tedbiri almasını öngörmektedir. Bu tedbirler öncelikle çocuğun korunmasına yönelik duruma uygun çeşitli emirler ve düzenlemeler olabileceği gibi, çocuğun bir kuruma veya aile yanına yerleştirilmesini içerebilir. Anılan tedbirlerden sonuç alınamaz veya sonuç alınamayacağı baştan belli olur ise, bir son çare tedbiri olarak velayet hakkının kaldırılması söz konusu olabilir. Ancak velayet hakkının kaldırılması, kanunda sınırlayıcı olarak belirtilmiş olan sebeplerin birinin varlığı halinde mümkündür. Bu sebepler, kural olarak velayet hakkını birlikte kullanan ana ve babanın deneyimsizlik, rahatsızlık, başka bir yerde bulunma ve benzeri bir sebeple velayet görevini gereğince yerine getirme hususundaki aczi ile çocuğa yeterli ilgi göstermeme veya çocuğa karşı velayetten kaynaklanan yükümlülüklerini ağır şekilde savsaklaması hallerinden ibarettir. Ayrıca velinin üçüncü kişiyle evlenmesi kural olarak velayetin kaldırılması sebebi olmamakla birlikte, duruma göre çocuğun yararı gerektiriyorsa velayetin kaldırılmasına yol açabilmektedir.Article Vesayet ve Denetim Makamlarının Onayına Muhtaç İşlemler (tmk M. 462-463)(MEF Üniversitesi, 2023) Kurt, EkremVesayet, sınırlı ehliyetsiz veya tam ehliyetsiz sayılan kimselerin hukuki güvenliğini sağlamak için TMK tarafından öngörülen iki temel yasal temsil rejiminden biridir. Diğer rejim velayettir. Velayette veli her zaman ana ve/veya baba olduğu için bunlara güven tamdır. Oysa vesayette vasi çoğu zaman ana baba dışındaki kimselerdir. Zayıf durumdaki bir kişinin en iyi ve doğal koruyucusu onu dünyaya getiren kişiler, yani ana ve babadır. Bu paradigmadan hareket eden kanun koyucu velinin denetimine çok sınırlı hallerde gerek duymuşken vasi üzerinde ise tam bir güvensizliğe dayalı düzenlemeler öngörmüştür. Vasi TMK m. 462'de sayılan on dört kalem önemli işlem bakımından vesayet makamının iznine tabi tutulmuştur. Vesayet makamı özel vesayette aile meclisi iken kamu vesayetinde sulh mahkemesidir. Yine TMK m. 463'te yedi kalem olarak sayılan ve daha önemli olduğu kabul edilen işlemler bakımından da vesayet makamının iznine ilave olarak denetim makamının da izni aranmıştır. Denetim makamı her zaman asliye mahkemesidir.Article Yapı Alacaklısı İpoteğinin Kurulması için Açılacak Dava Bağlamında Tapu Siciline Düşülecek Şerhin Hukuki Niteliği Üzerine Kısa Bir Değerlendirme(MEF Üniversitesi, 2022) Kapancı, Kadir BerkTürk Medeni Kanunu (“TMK”), belirlemiş olduğu bazı özel durumlarda, belirli şartlarla kanuni ipotek haklarından istifade edilmesine izin vermiştir. Bu hakların birkısmı, tescil edilmelerine dahi gerek olmadan doğrudan sicil dışında doğmakta, diğerbir kısmı ise ilk olasılığa göre bir adım geride, lehtarına sadece bir ipotek hakkının tescil edilmesini isteme yetkisini vermektedir. İşte TMK m. 893 f.1 b.3 ve 895 vd.’da öngörülen yapı alacaklısı ipoteği de, ikinci gruba giren bir ipotek hakkı yapısı gösterir. Bu hak, özel olarak yapı alacaklıları konumundaki edimlerini yerine getirmiş yüklenici ve zanaatkârların ücret alacaklarını garanti altına almaktadır. Hakkın kurulması için belirli şartların yerine gelmiş olması aranmakta, bu şartlar yerine gelmişse, TMK m.895 f.2’de öngörülen (yüklenilen işin tamamlanmasından itibaren başlamak üzere) 3aylık hak düşürücü süre içinde -ilgili taşınmazın malikinin bulunacağı tescil talebinde neticesinde- ipotek hakkının tapu sicil memuru tarafından düşülecek tescil kaydıyla kurulması temin edilmektedir. Olur da malik ilgili ipotek hakkının kurulmasına yönelikbir tescil talebinde bulunmazsa, yapı alacaklısı tarafından ona karşı bir ifa davası açılması kaçınılmaz olmakta, dava sonucunda elde edilecek karar da, tescilin yapılmasına esas teşkil edecek olan malikin tescil talebinin yerine geçmektedir. İşbu davada, bir şerh kaydının düşülmesi, kanuni ipotek hakkı lehtarının menfaatlerinin daha etkin biçimde korunması bakımından elzemdir. Söz konusu şerh kaydının hukuki niteliği ise tartışmalıdır. Ağırlıklı görüş, buradaki şerhin -meydana getireceği özel biretki nedeniyle- bir geçici tescil şerhi olduğu kanaatindedir. Oysa bu yaklaşımın ne denliyerinde bir yaklaşım oluşturduğu şüphelidir. İşbu çalışmamızın temel amacı, ağırlıklı görüşün ortaya koyduğu yaklaşım tarzına bir itiraz yükseltilerek ilgili şerhin hukuki niteliğinin içinde bulunulan hukuki kurgu da bir daha ele alınarak açıklığa kavuşturulmasıdır.