Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.11779/1939
Browse
Browsing Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Koleksiyonu by Language "tr"
Now showing 1 - 20 of 61
- Results Per Page
- Sort Options
Article 2017’de Nükleer’de Bir Birine Zıt Gelişmeler(BİLGESAM, 2017) Kibaroğlu, MustafaBu yazımızda, “yüksek siyaset” konusu olarak akademik, diplomatik ve askeri çevrelerde yoğun bir şekilde tartışılan, ancak dünya kamuoylarında detayları hakkında çok fazla bilgi sahibi olunmayan, nükleer silahların yayılması sorunu ile ilgili iki önemli gelişmeyi öne çıkartacağız ve bir birine zıt yönde gelişen bu süreçlerden birinin insanlığın geleceğine yönelik ne gibi ciddi tehditleri, diğerinin ise, az da olsa, hangi umutları içlerinde barındırdıklarını tartışacağız.Article 2019 Yılında Türk Dış Politikasının Manevra Alanı Genişleyebilir(BİLGESAM, 2019) Kibaroğlu, MustafaBu yazımızda, Türkiye’nin ABD, Rusya, AB ve İran ile olan ilişkilerinde hassas bir denge yakalaması yoluyla, dış politika ve güvenlik konularında kendini daha avantajlı bir konuma getirmesine katkı yapabilecek siyasi, iktisadi ve askeri unsurları ele alacağız.Book Part AB'nin Geleceği(Orion Kitabevi, 2022) Saatçioğlu, BekenBu bölüm, geçmişten günümüze AB’nin geleceği sorunsalını ele almaktadır. Her ne kadar AB’nin kurumsal yapısı, değer ve amaçları, karar alma süreçleri ve bütünleşme alanları tüm üye devletler tarafından kabul edilmiş olan 2009 Lizbon Antlaşması ile belirlenmiş olsa da, Birlik’in iç yapısı, üye devletler üzerindeki yetkileri, ve güncel sorun ve krizleri çözme kapasitesi son dönemde özellikle sorgulanır hale gelmiştir. AB’nin geleceği konusunun kısa bir tarihçesinin ardından, bölüm, 2010 yılından beri süregelen AB’nin çoklu krizlerinin AB’nin geleceğine ve gelecek tartışmalarına olan etkilerini incelemektedir. Sonuç bölümünde ise, AB’nin içinden geçmekte olduğu sınamaların sonucunda gelecekte nasıl bir yöne doğru evrilebileceği konusu kısaca irdelenmektedir.Book Part Ab'nin Mülteci Krizi: Normlar-çıkarlar Dikotomisi Üzerinden Ab'yi Yeniden Değerlendirmek(İktisadi Kalkınma Vakfı, 2017) Saatçioğlu, Beken2011 yılından beri devam etmekte olan Suriye iç savaşının en kritik sonuçlarından biri hiç şüphesiz yol açmış olduğu insani krizdir. Suriye halkının daha güvenli ve iyi bir yaşam için öncelikli olarak sınırdaş Türkiye topraklarına, zaman içinde ise artan biçimde Avrupa ülkelerine sığınma çabaları ile ortaya çıkan mülteci sorunu, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’nın en vahim insani krizi haline gelmiş, bundan dolayı da “Avrupa’nın mülteci krizi” olarak nitelendirilmiştir. 2015’in bahar aylarından itibaren Akdeniz ve Ege üzerinden Avrupa’ya sistematik mülteci akınının artışıyla derinleşen kriz, AB içinde çok ciddi bir kriz yönetimi ve koordinasyon sorununu da beraberinde getirmiştir. Avrupa Komisyonu ve Almanya önderliğinde, Avrupa ortak sığınma sisteminin reforme edilmesi ve mültecilerin belirli kotalar doğrultusunda mevcut Üye Devletlerde yeniden yerleştirilmesi esaslarına dayanarak geliştirilmeye çalışılan “Avrupa çözüm planı”, yerini zamanla krizin Türkiye gibi üçüncü ülkelere havale edilerek dışsallaştırılması yoluyla çözülmesi çabalarına bırakmıştır.Article Ab, Türkiye Açısından, Abd ve Nato’ya Alternatif Midir?(BİLGESAM, 2018) Kibaroğlu, MustafaBu yazımızda, Türkiye’nin, gerek siyasi ve ekonomik çıkarları bakımından, gerek güvenlik ve savunma politikaları bakımından, ABD ve AB ile olan ilişkilerinin sanki birbirlerine alternatif seçeneklermiş gibi görülmesinin neden isabetli bir yaklaşım olmadığı ele alınacak ve içinde bulunulan uluslararası konjonktürde, ülke güvenliği ve savunması bakımından benimsenmesi gereken yaklaşımın ne olması gerektiği tartışılacaktır.Article Abd Dış Politikasında 40 Yıllık İran Sorunu : Nereden Nereye?(ORSAM, 2021) Kibaroglu, MustafaŞah Rıza Pehlevi döneminde ABD ile stratejik müttefik ilişkisi içinde olan İran, Şubat 1979’daki İslam Devrimi’nden bu yana ABD’yi “büyük şeytan” olarak tanımlamaktadır. Buna karşılık ABD de İran’ı, Suriye ve Kuzey Kore gibi ülkelerle geliştirdiği yakın askerî ve stratejik iş birliği sebebiyle “şeytan ekseni” içinde olmak ve “teröre destek vermek” ile suçlamaktadır.Article Abd’nin Nükleer Silahları Trump‘ın Elinde Daha Büyük Tehlike Arz Ediyor(BİLGESAM, 2018) Kibaroğlu, MustafaBu yazımızda, ülkemizin gündeminde çok fazla yer bulmayan, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi, silahların kontrolü ve silahsızlanma gibi yüksek stratejik öneme sahip konularla ilgili olarak Pentagon’un yayınladığı NPR 2018 belgesinin ülkemiz, bölgemiz ve tüm dünya açısından ne anlama geldiği değerlendirilecektir.Conference Object Abd’nin Orta Doğu Politikası(BİLGESAM, 2014) Kibaroğlu, MustafaABD’nin Orta Dogˆu politikası analiz edilmiştir.Conference Object Abd-rusya Geriliminin Uluslararası Güvenliğe Etkileri(Bahçeşehir Üniversitesi, 2014) Kibaroğlu, MustafaABD-Rusya geriliminin arka planını oluşturan gelişmeler: ...NATO ve Avrupa Birliği’nin genişleme süreçleri ...NATO’nun abd kaynaklı “füze kalkanı” projesini benimsemesi ...Ortadoğu’da “Arap Baharı” sürecinin tetiklenmesi.Conference Object Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Bölgesel Çatışmalarda Ürettiği Söylemler: Güney Osetya Savaşı (2008) ve Gazze Savaşı’nın (2008) Karşılaştırmalı Bir Analizi(Siyasi İlimler Türk Derneği, 2023) Güleç, CansuBu çalışmanın amacı Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) dönemi dış politikasının söylemler üzerinden nasıl inşa edildiğini temel alan kavramsal çerçeveden hareketle, AKP yönetici elitinin Türk dış politikasında ortak tarihi ve kültürel referanslar üzerinden ürettikleri “düzen kurucu” ve “sorun çözücü” söylemin 2008 yılındaki “Rusya-Gürcistan Savaşı” ile 2008’de “İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği Dökme Kurşun Operasyonu” örnek olayları çerçevesinde nasıl kurulduğunu ortaya koymaktır. Araştırma konusu olarak belirtilen iki ayrı bölgesel çatışmanın seçilmesinin nedeni, aynı dönemlerde birkaç ay arayla ancak birbirlerinden farklı bölgesel coğrafyalarda yaşanan krizlere karşı Türkiye’nin söz konusu söylemlerinin işlerliğinin nasıl yansıtıldığını anlamaya çalışmaktır. Çalışmanın teorik çerçevesini sosyal olgu olarak tanımladıkları dış politikayı dilsel analizler üzerinden inceleyip anlayan Post-Yapısalcılık oluşturmaktadır.3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin izlediği dış politika ile ilgili olarak akademik yazında gerek içerik gerek yöntemsel açıdan farklı perspektiflerle pek çok çalışma yapılmıştır. 2000’lerle birlikte Türkiye, özellikle Davutoğlu terminolojisiyle ifadesini bulan, kendisini “farklı bölgesel kimliklerin ortasında bir ‘merkez ülke’ olarak, güvenlik kaygılarının ötesine geçen, gelişmelere tepki vermekle yetinmeyen, aksine onları yönlendiren aktif bir dış politika izlemesi gereken bir aktör” olarak konumlandırmıştır. 2007 yılından itibaren, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerin ilerlemesi yolunda yaşanan sıkıntılarla beraber, dış politikada Türkiye’nin Ortadoğu’ya daha fazla ağırlık vermesiyle “eksen kayması” kavramı doğrultusunda şekillenen pek çok tartışma ortaya konulmuştur.Article Akkuyu'nun 40 Yıllık Macerası Sona Eriyor (mu?)(BİLGESAM, 2018) Kibaroğlu, MustafaAkkuyu merkezli olarak yapılan tartışmaların bir kaç boyutu bulunmakta. Bunlardan bir tanesini, nükleer enerji konusunda dünyanın hemen her köşesinde yapılan “güvenli mi, tehlikeli mi, ucuz mu, pahalı mı” ekseninde, nükleere karşı olanlarla, nükleer enerjiyi savunan kesimler arasındaki amansız tartışma oluşturmakta.Akkuyu ile bağlantılı olarak yapılan tartışmanın bir diğer boyutunu ise, Türkiye’nin nükleer reaktörler kurmak istemesinin ardında aslında nükleer silah yapmak arzusunun olduğu iddiaları oluşturmakta. Bu konu uzun yıllardır uluslararası ortamlarda sıklıkla gündeme getirilmiş ve bir süredir ülkemizde de tartışılmaya başlamıştır. Bu arka plan dikkate alınarak, bu yazımızla, Akkuyu Nükleer Güç Santralı’nın temel atma töreni vesilesi ile, Türkiye’nin 50 yılı aşan nükleer macerasının belli başlı aşamalarına ışık tutmaya ve gündemdeki tartışmaların merkezindeki soruların bir kısmına açıklık getirmeye çalışacağız.Article Alliance İsraelite Universelle: Osmanli Yahudilerinin Dönüşümünde Bir İtici Güç(Pamukkale Üniversitesi, 2020) Görmüş, EvrimYahudiler farklı coğrafyalarda yaşasalar da 18. yüzyıla kadar dinsel geleneklere dayanan benzer bir yaşam sürmüşlerdir. Fakat bu benzerlik Aydınlanma ve Fransız Devrimi ile gelen hukuki ve siyasi özgürleşme, sanayi kapitalizmi, haskala gibi gelişmelerile birlikte değişime uğramış, bu sürecin sonunda Batı Avrupa ve Doğu Yahudileri arasında önemli farklılıklar oluşmuştur. Batı Yahudilerinin doğuda yaşayan Yahudilerin kötü hayat şartlarından ticaret, basın gibi yollarla haberdar olmaya başlamaları ile ‘Doğu Yahudiliği Sorunu’ tartışılır hale gelmiştir. Alliance Israélite Universelle yozlaşmış’ ve ‘geri kalmış’ olarak nitelendirilen Orta Doğu ve Kuzey Afrika Yahudilerinin hukuksal ve toplumsal özgürlüklerine kavuşmalarını sağlamak amacıyla 1860yılında Fransız Yahudileri tarafından kurulmuştur. Doğu Yahudilerini ‘yenileştirme’ hedefinin kurumsal-örgütsel yapısını kuran Alliance Israélite Universelle için eğitim, yenileştirme unsurunun ana öğesi olmuştur. Bu makale örgütün özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nda açmış olduğu Alliance okullarının Osmanlı Yahudi cemaatinin dönüşümündeki etkisini, cemaatin batılılaşması ve sekülerleşmesi kapsamında incelemeyi amaçlamaktadır.Conference Object Askeri Güç Kullanımında Kamu Diplomasisinin Yeri: Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı Üzerine Bir Değerlendirme(Siyasi İlimler Türk Derneği, 2022) Güleç, CansuTürkiye’nin 2016 senesinden itibaren Suriye’ye yapmış olduğu sınır ötesi askeri operasyonları her zaman hassas bir diplomatik gündem yaratmıştır. Barış Pınarı Harekatı öncesinde Türk politika yapıcıları hem ABD hem de Rusya ile yakın temas içinde bulunmuşlardır. Ancak Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’na yönelik uluslararası tepkinin boyutu ve kapsamı önceki harekatlara göre çok daha büyük olmuştur. Türkiye siyasi, hukuki ve ahlaki açılardan kendisini haklı gördüğü bir askeri operasyonda sahip olduğu ciddi güvenlik kaygılarını uluslararası topluma etkin bir şekilde sunmakta sıkıntılar yaşamış; Barış Pınarı Harekatı, uluslararası ortamda Türkiye’ye yönelik eleştiriler arttığı bir dönemi teşkil etmiştir. Bu Nedenle askeri güç kullanımına dayanan uygulamalarda benzer zorlukların yaşanmaması için Ankara’nın kamu diplomasisi ve sosyal etki çerçevesinde neler yapabileceğini ortaya koymak gerekmektedir. Bir sert güç unsuru olarak askeri operasyonların uygulandığı durumlarda, Türkiye’nin sadece hükümetlere değil sivil toplum gibi devlet dışı aktörlere ulaşmaya daha fazla odaklanıp, uluslararası kurumlar ile de ilişkiler geliştirerek kamu diplomasisi yaklaşımını daha etkin bir şekilde ortaya koyması gerekmektedir. Kamu diplomasisinin en genel çerçevede birincil niteliği, sert güç unsurlarının ve askeri harekatın zorlayıcı karakterlerinin aksine yumuşak güce dayanmasıdır. Bu bağlamda bir devlet kendi çıkarlarını zorlamanın aksine cazibe yoluyla korumaya çalışmakta ve kendi kültürünün, siyasi ideallerinin ve politikalarının çekiciliğini, başkalarının bu ideallere hayran olmasını sağlamak için kullanmaktadır. Bu gibi durumlarda kamu diplomasisinin amacı, uzun vadeli ilişkiler ve karşılıklı anlayış oluşturmaktır. Ancak askeri gücün kullanıldığı çatışma gibi koşullarda uzun vadeli ilişkiler kurmanın ötesinde kısa zaman içinde etki yaratmak önem teşkil etmektedir. Bu bağlamda, devletlerin yanında diğer ulusların vatandaşlarını bilgilendirerek ve etkileyerek ulusal çıkarların desteklenmesi büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı, askeri güç kullanımında kamu diplomasisinin uygulamalarını Anthony Pratkanis’in ortaya koyduğu Sosyal Etki Analizi (Social Influence Analysis) yaklaşımı çerçevesinde değerlendirmektir. Bu yaklaşım, uluslararası çatışmalarda bilginin ve etkinin kamu diplomasisi çerçevesinde nasıl kullanıldığına dair bir analiz ortaya koymaktadır.Book Part Article Avrupa Birliği’nin Göç Politikaları ve Türkiye’ye Yansımaları(TESAM, 2015) Güleç, CansuImmigration, which is called as the human dimension of globalization, has a large impact on the culture, economy and politics of the states. With globalization, the wave of migration throughout the world has intensified; the number of legal and illegal immigration and seeking refugees has reached large points as well as has come to include more countries. One of most important of the problems that has faced by European Union, which started in order to achieve a common economic policy after the Second World War and began gradually moving towards a political formation, is immigration toward Union’s territories from outside. Turkey, which is regarded as a country that stands at the intersection of migration in both historical as well as geographical location, could not build a comprehensive immigration policy until the 2000s. In this study, the progress of the European Union and Turkey’s immigration policies will be discussed in the light of the historical background. Nevertheless, the underlying causes of the conditions behind Turkey’s failure to prepare a national migration strategy that can generate the required policies by examining the longterm development will be discussed, despite the EU’s impact on Turkey’s full membership process.Conference Object Bir Dış Politika Aracı Olarak Kültürel Diplomasi: Fırsatlar ve Sınırlar(Galatasaray Üniversitesi, 2019) Cansu, GüleçBu çalışma bir dış politika aracı olarak kültürel diplomasiyikavramsal ve pratik yönleriyle analiz etmeyi amaçlamaktadır. Kültüreldiplomasi, bir devletin dış politika hedeflerini ve diplomatik ilişkilerinidesteklemek amacıyla gerçekleştirdiği kültürel faaliyetleri kapsamaktadır.Diplomasi, devletlerin çıkarlarını temsil etmelerinde çok önemli biraraç olarak kabul edilmektedir. Ancak günümüz dünyasında diplomasiyiyalnızca merkezi hükümetler veya dışişleri bakanlıkları tarafındanyürütülen ilişkiler bağlamında değerlendirmek mümkün değildir.Günümüzde egemen devletler daha küresel bir ortamda hem dahafazla aktörle ilişki kurmakta hem de daha fazla sorunla yüz yüze kalmaktadır.Böylece uluslararası ortamda siyasi ilişkilerin yanı sıra, ekonomik veticari çıkarlar da önem kazanmış, bu gelişmelerle bir devletin ulusalimajını sınırları ötesinde güçlendirmek gibi çeşitli önemli görevler ortayaçıkmıştır. Bugünün uluslararası ortamında, tüm bu meselelerin eskisindendaha hızlı bir şekilde ve kamuoyuna yönelik uygulanması gerekliliği yenidiplomasi pratiklerini de ortaya çıkarmıştır. Tüm bu bilgiler dahilinde buçalışmada, ilk olarak diplomasi ve dış politika arasındaki ilişki hemaraçları hem de geçirdikleri dönüşümler ile birlikte ele alınacaktır.Belirtilen kavramsal analizden sonra “kültürel diplomasi” kavramı incelenecektir.Bir kamu diplomasisi unsuru olarak kültürel diplomasinin içeriğinive kapsamını tutarlı bir çerçevede anlamak adına dünyadaki çeşitlikültürel diplomasi örnekleri sunulacaktır. Son olarak, bir dış politika aracıolarak kültürel diplomasinin günümüzde yarattığı fırsatlar ve başarıyaulaşmasındaki sınırlılıklar tartışılacaktır.Conference Object Birey Düzeyi Çerçevesinden Dış Politikayı Yorumlamak: Türk Dış Politikası’nda Turgut Özal Faktörü(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, 2023) Güleç Aras, CansuBu çalışmanın amacı Dış Politika Analizinde birey düzeyi çerçevesinden, Türk siyasi hayatının önemli figürlerinden Turgut Özal’ın dış politika anlayışının Türk Dış Politikasına olan etkisini ortaya koymaktır. Dış Politika Analizinde liderlere ve karar vericilere odaklanan birey düzeyi, liderlerin dünyayı algılama şekilleri, liderlik özellikleri, kişiliği, inançları, dürtüleri, kişisel değerleri gibi faktörleri ön plana çıkartmaktadır. Dış politikanın bireyler tarafından şekillendirildiğini varsayan birey düzeyindeki analizlere göre, dış politika kararları bireylerin ve liderlerin tercihleridir. Diğer tarafından, liderler dış politika kararlarını tek başlarına vermemekte, bürokratik kurumlar, danışmanlar gibi diğer karar vericiler ile etkileşim halinde bulunarak almaktadır. Bu durumda birey düzeyinde karar vericilerin ortaklaşa dünyayı algılamaları, sorunları tanımlamaları ve seçenekleri değerlendirmeleri gibi etkileşimleri de göz önünde bulundurulmaktadır.Article BM’de Reform mu, Rönesans mı?(BİLGESAM, 2017) Kibaroğlu, MustafaBu yazıda, her yıl Eylül ayı ortalarında Birleşmiş Milletler (BM) üyesi ülkelerin devlet başkanlarının katılımıyla gerçekleştirilen Genel Kurul açılış toplantılarının başlıca gündem maddesi olan “BM reformu” konusu ele alınacak ve bugüne kadar yapılan çeşitli girişimlerin neden halen uluslararası toplumun önemli bir kısmının beklentilerini karşılamakta yeterli olmadığı ve bundan sonra daha neler yapılması gerektiği hakkında değerlendirmelerde bulunulacaktır.Conference Object Covid-19 Pandemisinin Nato’nun Kamu Diplomasisi Üzerindeki Etkisi(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, 2022) Güleç, CansuDünyanın ilk kez, Çin’in 31 Aralık 2019’da Vuhan kentinde kaynağı bilinmeyen bir solunum yolu rahatsızlığının ortaya çıktığını Dünya Sağlık Örgütü’ne bildirmesiyle haberdar olduğu COVID-19 salgını milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine neden olmuş, uluslararası ekonomiyi sarsmış ve toplumsal hayatın tüm yönlerini yıkıcı bir etkiyle değişime uğratmıştır. COVID-19 salgının tüm dünyayı etkisi altına alıp küresel bir krize dönüşmesi karşısında, başta devletler olmak üzere yerel ve uluslararası tüm aktörler krizi yönetme kapasiteleri bakımından yetersiz kalmıştır. Ulusal ve uluslararası tüm aktörler arasında çeşitli düzeylerde dayanışma ve işbirliğine ihtiyaç duyulduğu bu insani kriz sürecinde, NATO müttefikleri bir yandan kendi sınırları içinde bu hastalıkla mücadele ederken, NATO da bu dönemde kamu diplomasisi faaliyetlerini arttırmaya yönelik girişimlerde bulunmuştur. 2020’nin ilk aylarında COVID-19 virüsünün neden olduğu bu küresel salgın, dünya çapında etkili olan krizler sırasında kamu diplomasisi faaliyetlerinin rolünü ve etkinliğini incelemek için önemli bir örneği temsil etmektedir. Özellikle uluslararası askeri bir ittifak olan NATO’nun halk sağlığı tehditlerine karşı oluşturduğu stratejilerin kamu diplomasisi açısından yeterliliğini anlamak bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır.NATO’nun COVID-19 pandemi sürecindeki kamu diplomasisi uygulamalarının analiz edildiği bu çalışmada, ittifakın pandemi sürecindeki kamu diplomasi faaliyetlerinin irdelenerek nasıl işlerlik kazandığının ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu çerçevede öncelikle kamu diplomasisi kavramı tanımlandıktan sonra, NATO’nun COVID-19 salgını karşısında izlediği politikalarla beraber, COVID-19 sürecinin NATO’nun kamu diplomasisi faaliyetlerine olan etkisi ve bu faaliyetlerin yeterliliği ve sınırlılığı ortaya konulacaktır.Article Descartesçılığa Karşı Vico: Yeni Bilim ve Tarih(Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2014) Güleç, CansuGiambattista Vico, 17. Yüzyılın bilimsel devrimlerinin gerçekleştiği ve bunların etkilerinin güçlü bir şekilde devam ettiği 18. yüzyılın düşünürü, hukukçusu ve tarihçisidir. Vico’nun tarihi bir bilim olarak ele aldığı ve onun ilkelerini ortaya koyduğu Yeni Bilim bir yapıt olarak düşünce tarihinin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Vico düşünce tarihine önemli katkılarda bulunmuş, tarih felsefesi ve tarih bilimine yenilikler ve özgün düşünceler getirmiştir. Bu çalışma Vico’nun tarih düşüncesini ve onun düşünsel arka planını belirleyen etkenleri incelemeyi amaçlanmaktadır. Bu çerçevede, tarih felsefesinin temel problemleri bağlamında, Vico’nun bilim ve yöntem kavramlarına değinilecektir. Vico’nun temel eseri olan “Yeni Bilim” araştırmada ana kaynak olarak kullanılacaktır. Vico’nun doğa bilimlerinin hakim olduğu bir yüzyılda, “yeni bilimi” nasıl ortaya koymak istediğini anlamak da önem taşıyacaktır.
