Psikoloji Bölümü Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.11779/1938
Browse
Browsing Psikoloji Bölümü Koleksiyonu by Language "tr"
Now showing 1 - 11 of 11
- Results Per Page
- Sort Options
Book Part Biyoloji, Biliş ve Siyaset Psikolojisi(Nobel Akademik Yayıncılık, 2017) Peker, Müjde; Booth, Robert WEğer bu kitabı okuyorsanız, halihazırda siayset bilimi ve psikoloji etkileşimiyle ilgileniyorsunuz demektir.Article Çocukluk Çağında Obezitenin Öncülleri Hakkında Bir Derleme(Türk Psikologlar Derneği, 2021) Yasin, Hatice Şule; Müren, Hatice MelisOverweight/obesity in childhood has become a worldwide health problem. World Health Organization (2018) reported that the prevalence of obesity in children worldwide tripled between 1975 and 2016 with more than 41 million children before age 5 were overweight/obese in 2016. Given that obesity has been associated with a wide range of physiological and psychological problems and its excessive increase in recent years, it is highly important to identify the precursors of obesity and develop intervention programs targeting them. The present review compiles national and international research regarding child feeding behaviors, parenting styles, maternal perceptions and child temperament as important precursors of obesity in early childhood and aims to facilitate further research and obesity intervention programs in Turkey by giving a thorough summary of literature about the subject. Results in the literature suggested that parental restrictive feeding, authoritarian parenting style, inaccurate maternal perceptions of child weight and high negative affectivity as a temperamental trait in children may all be potential risk factors for childhood obesity. The need for intervention programs targeting parenting behaviors and parental awareness of overweight is emphasized. Further longitudinal studies are required to uncover the precursors of obesity and develop appropriate intervention programs.Article Erken Çocukluk Gelişimine Dair Türkiye Bulgularına Bakış(5.Uluslararası Okul Öncesi Eğitim Kongresi Özel Sayısı, 2018) Yavuz, H. Melis; Selçuk, BilgeEarly childhood is a period during which brain development is at its highest and the social and cognitive skills start to develop. In this paper, we summarized our studies in which we investigate the skills that emerge in early childhood years, and the factors associated with the development of these skills in different populations (typically developing children and children with atypical development, typical and atypical rearing contexts). We examine our results in light of the findings of the previous literature. The results of our studies suggest that two skills, namely receptive language and executive function are critical for psychological well-being and optimal development. In this review we compile our findings about the factors influencing the development of these skills, the mechanisms of this influence. We also discuss the applied implications of our findings.Article Israrlı Takip: Tanımı ve Sosyal Psikolojik Değişkenler ile İlişkileri(Türk Psikologlar Derneği, 2021) Sakallı, Nuray; Başar, DemetIsrarlı takip (stalking) psikolojik ve fiziksel şiddet içeren, hedef alınan kişide korku ve endişe uyandıran, istenmeyen ve ısrarcı davranışlar bütünüdür. Bu makalenin amacı son yıllarda kadına yönelik şiddet alanında ayrı bir başlık altında ele alınmaya başlanmış olan ısrarlı takip konusuna ilişkin bir yayın taraması gerçekleştirerek alana katkı sunmaktır. Bu amaçla ilk olarak ısrarlı takip olgusunun tanımı ve farklı disiplinler açısından ele alınış biçimleri üzerinde durulmuştur. Araştırmalarda ısrarlı takip ile birlikte ele alınan takipçi-mağdur ilişkisi (eski veya şimdiki eş/partner ve tanıdık ya da yabancı takipçi), kullanılan takip yöntemleri (fiziksel ortamda veya çevrim içi iletişim araçları ile gerçekleştirilenler), ısrarlı takibin romantikleştirilmesi, toplumsal cinsiyet, cinsiyetçilik, erkeklik ve namus kültürü gibi farklı sosyal psikolojik değişkenler ele alınmıştır. Bu değişkenlerle yapılan çalışmaların bulguları yanı sıra olası gelecek araştırma önerileri verilmiştir. Daha sonra, ısrarlı takibin psikolojik ve fiziksel sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine değinilmiştir. Sonuç kısmında ise ısrarlı takip konusuyla ilgili genel bir özetleme ile birlikte kültürümüzde yapılabilecek olası araştırma önerileri sunulmuştur.Conference Object İstanbul Denetimli Serbestlik Memurlarına Yönelik Geliştirilen Eğitim Programının Etki Değerlendirmesi(Üsküdar Üniversitesi Yayınları, 2017) Erdem, Gizem; Tuncer, Esra; Çankaya, Banu; Engin, MuratBu araştırmanın amacı, madde kullanan yükümlülerle çalışan denetimli serbestlik memurlarına yönelik geliştirilen iki günlük eğitimin etkisini niteliksel ve niceliksel verilerle ortaya koymaktır. Araştırma verileri, İstanbul Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü’nde çalışmakta olan 117 uzman ve memurdan HaziranEylül 2015 arasında aşamalı olarak toplanmıştır. Araştırmanın ihtiyaç belirleme aşamasında, 28 memur 8-10 kişilik gruplara ayrılarak eşzamanlı 1.5 saatlik odak grup toplantılarına katılmıştır. Odak grup toplantılarında, memurlara iş deneyimleri, yükümlülerle ilişkileri ve onlara yönelik tutumları ile eğitim almak istedikleri konularla ilgili sorular yöneltilmiştir. Araştırmanın ikinci aşamasında, suç sosyolojisi, madde bağımlılığı, yükümlülerle iletişim ve motivasyonel görüşme becerileri konularında iki gün süren bir eğitim programı uygulanmış ve eğitim öncesinde ve bir ay sonrasında katılımcılara anket uygulanmıştır. Katılımcılar, yükümlülere karşı tutum (ATI; Melvin, Grambling, & Gardner, 1985), işbirliği (WAI; Horvath & Greenberg, 1989), genel sağlık (Goldberg & Williams, 1988), tükenmişlik sendromu (Maslach & Jackson, 1981), iş doyumu (Spector, 1994) ve örgütsel güven (Cummings & Bromiley, 1995) konularında ölçekler içeren bir anket doldurmuştur. Araştırma niteliksel sonuçlarına göre eğitimin uygulanabilirliği, kabul edilebilirliği ve eğitimden memnuniyet anketlerinde katılımcılar olumlu geribildirim vermiştir. Nicel bulgular T-test analizi kullanılarak incelendiğinde ise eğitime katılan memurların istatistiksel olarak anlamlı derecede daha az tükenmişlik sendromu gösterdiği ve çalıştıkları kuruma duydukları güvenin arttığı bulunmuştur. Buna karşın, madde kullanan yükümlülere yönelik tutumların değişmediği görülmüştür (p > .05). Araştırma projesinin bulguları, denetimli serbestlik çalışanlarına yönelik daha kapsamlı bir müdahale programının geliştirilmesine ışık tutmaktadır.Conference Object Citation - Scopus: 1Liking Prediction Using fNIRS and Machine Learning: Comparison of Feature Extraction Methods(IEEE, 2022) Koksal, Mehmet Yigit; Çakar, Tuna; Demircioğlu, Esin Tuna; Girisken, YenerThe fMRI method, which is generally used to detect behavioral patterns, draws attention with its expensive and impractical features. On the other hand, near infrared spectroscopy (fNIRS) method is less expensive and portable, but it is as effective as fMRI in creating a good prediction model. With this method, a model has been developed that can predict whether people like a stimulus or not, using machine learning various algorithms. A comparison was made between feature extraction methods, which was the main focus while developing the model.Conference Object Citation - Scopus: 1Modeling Consumer Creditworthiness Via Psychometric Scale and Machine Learning(IEEE, 2022) Çakar, Tuna; Ertugrul, Seyit; Sayar, Alperen; Sahin, Türkay; Bozkan, TunahanAlthough the predictive power of economic metrics to detect the creditworthiness of the customers is high, there is a rising interest in the integration of cognitive, psychological, behavioral, alternative, and demographic data into credit risk systems and processing the data through modern methods. The primary motivation for the rising interest is increased customer classification accuracy. In this research, customer creditworthiness was modeled through data consisting of personality, money attitudes, impulsivity, self-esteem, self-control, and material values and processed through artificial intelligence. The obtained findings have been evaluated as a reference point for the following research. © 2022 IEEE.Article Muhafazakarlık, Kaygı ve Tehdit Edici Uyarıcılara Karşı Dikkat Yanlılığı(2017) Booth, Robert W; Dikçe, Uğurcan; Peker, MüjdePolitical ideology often forms an important part of someone’s identity, and affects their life in many ways. Many have studied the correlates and predictors of ideology, especially conservative ideology (e.g. Adorno, Frenkel-Brunswik, Levinson, & Sanford, 1950; Jost, Glaser, Kruglanksi, & Sulloway, 2003; Tomkins, 1963; Wilson, 1973). Psychologists and political scientists have become increasingly convinced that ideology is related to biological, physiological and cognitive factors. For example, twin studies suggest political attitudes are about 30-60% heritable (see Bouchard & McGue, 2003; Hatemi et al., 2010). Here, we focus on cognitive and associated emotional correlates of ideology.Book Part Otobiyografik Anıların Yaşam Boyu Dağılımı: Yaşamımızın Hangi Dönemlerini Daha Çok Hangilerini Daha Az Hatırlıyoruz?(Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY), 2018) Ece, Berivan...Article Sağlık Bilişleri Anketi (sba)’nin Türkçe Versiyonunun Psikometrik Özelliklerinin İncelenmesi(2018) Yılmaz, Özlem Özbek; Dirik, GülayBu çalışmanın amacı, Sağlık Bilişleri Anketi (Health Cognitions Questionnaire)’nin Türkçeye çevrilmesi ve yetişkin örnekleminde psikometrik özelliklerinin değerlendirilmesidir. Hadjistavropoulos ve arkadaşları (2012) tarafından geliştirilen ölçek, sağlık kaygısıyla bağlantılı olan sağlıkla ilgili işlevsel olmayan inançları değerlendirmektedir. Çalışmanın örneklemini, fiziksel hastalık tanısı olan ve olmayan, 18-65 yaş arasındaki 343 kişi oluşturmaktadır (242 kadın, 100 erkek, 1 diğer). Katılımcılara Sosyodemografik Bilgi Formu, Sağlık Bilişleri Anketi, Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği, Hastalık Algısı Ölçeği-Kişisel Kontrol Faktörü, Sağlık Anksiyetesi Ölçeği-Kısa Form ve Hastalık Davranışını Değerlendirme Ölçeği uygulanmıştır. Yapılan açımlayıcı faktör analizleri sonucunda, ölçeğin fiziksel hastalık tanısı olan ve olmayan gruplara uygulanan her iki formunun da orijinalindekine uygun şekilde 4 faktörlü yapıya sahip olduğu ve benzer madde dağılımı gösterdiği bulunmuştur. Faktörler “hastalıkla baş etmede güçlük”, “tıbbi hizmetlerin yetersizliği”, “hastalığın korkutuculuğu” ve “hastalık olasılığı” şeklinde adlandırılmıştır. Ardından ölçeğin faktör yapısı doğrulayıcı faktör analizi ile de değerlendirilmiştir. Her iki grupta faktörlerin iç tutarlılık ve test tekrar test güvenirliği incelenmiştir ve bu değerlerin çoğunun tatminkâr düzeyde olduğu belirlenmiştir. Yapılan korelasyon ve regresyon analizlerinde, ölçeğin diğer ölçeklerle olan ilişkilerinin beklenen şekilde olduğu bulunmuştur. Bu bulgular, Sağlık Bilişleri Anketi’nin, Türkiye’de fiziksel hastalık tanısı olan ve olmayan kişilerin sağlıkla ilgili işlevsel olmayan inançlarını değerlendirmede güvenilir ve geçerli bir araç olduğunu desteklemektedir.Conference Object Tipik Yaşam Olaylarının Çıkarılmasının Farklı Yöntemlerle Toplanan Otobiyografik Anıların Dağılımı Üzerindeki Etkisi(2019) Ece, Berivan; Gülgöz, SamiAMAÇ:Otobiyografik anıların yaşam boyu dağılımı 16-30 yaş aralığında bir anı tümseği göstermektedir. Anı tümseğinin içeriği incelendiğinde ise daha çok sık rapor edilen tipik yaşam olaylarından (evlilik, üniversiteye başlamak, ilk iş/maaş, vb.) oluştuğu görülmüştür. Katılımcıların bu en tipik olayları rapor etmesi engellendiğinde ya da bu olaylar daha sonradan veri setinden çıkarıldığında ise anı tümseğinde anlamlı bir düşüş olduğu ve tümseğin gözlemlendiği 16-30 yaş aralığından hatırlanan anı sayısının diğer yaş aralıklarından çok farklı olmadığı belirtilmiştir. Bu araştırmanın amacı tipik yaşam olaylarının anı tümseği üzerindeki etkisinin farklı yöntemlerle toplanmış dolayısıyla farklı geri çağırma stratejileriyle hatırlanmış anılar için aynı olup olmadığını incelemektir. YÖNTEM : İki farklı yöntem kullanılarak veri toplanmıştır: önemli olaylar ve ipucu kelime yöntemi. Önemli olaylar yönteminde katılımcılardan yaşadıkları on tane önemli olayı anlatmaları istenirken ipucu kelime yönteminde katılımcılara bir kelime sunulmuş (örn., bina) ve bu kelimenin hatırlattığı ilk anıyı anlatmaları istenmiştir. Her iki yöntemde de katılımcılar hatırladıkları anıları önem, duygusal yük, algılanan kontrol ve benlik/kimlik üzerindeki etkisi gibi olay özellikleri açısından değerlendirmişlerdir. Toplam 64 (31 erkek) yetişkinden (Ortyaş = 66.6, SS = 2.8) veri toplanmış ve katılımcılar rastlantısal olarak iki farklı yöntem grubundan birisine atanmıştır. BULGULAR: İpucu kelime yönteminin (16-20) önemli olaylar yöntemine kıyasla (26-30) daha erken bir tümsek oluşturduğu görülmüştür. Bu bulgu geçmiş araştırmaları destekler niteliktedir. Ayrıca önemli olaylar yöntemiyle oluşan tümseğin tipik yaşam olaylarının çıkarılmasından daha çok etkilendiği gözlemlenmiştir. TARTIŞMA: Kullanılan iki yöntemin farklı geri çağırma stratejilerini (üreterek veya direkt hatırlama) aktive ettiği ve bu stratejilerin de farklı yaş aralıklarında tümsek oluşmasında etkili olabileceği öne sürülmüştür. Farklı hatırlama stratejileri sonucu oluşan tümseklerin tipik yaşam olaylarının çıkarılması gibi manipülasyonlara karşı hassasiyetinin ve direncinin farklılık gösteriyor olabileceği tartışılmıştır.
